Karşılıklı eylemlerde ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli olan bu hal sanık lehine değerlendirilmeli

Yargıtay 4. Ceza Dairesi
2016/7122 E. , 2020/6070 K.


ÖZET :1-)Karşılıklı eylemler-ilk haksız hareket-şüpheli hal-sanık lehine değerlendirme

2-)Sabıka kaydı-Silinme şartları-HAGB-Denetim süresi-Adli sivil kaydı

  • Karşılıklı eylemler şeklinde gerçekleşen olayda ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda tarafların farklı beyanlarda bulunmaları karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarındada kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık … hakkındaki mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’in TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık … … hakkında silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmamış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,Anlaşıldığından sanık … …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
C-Sanık … hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’in aşamalardaki savunmalarında, katılan(sanık) …’in, içinde kendisi ve eşi olduğu araca ateş ettiğini, aracının arka camının ve stop lambasının zarar gördüğünü, araçtan indiğinde…’un elinde halen kendilerine doğrultulmuş şekilde silahı görünce aracın bagajından aldığı kuru sıkı tabanca ile havaya doğru bir el ateş ettiğini belirtmesi, eşi olan katılan …’in ve olay yeri inceleme raporunun içeriğinin de bu beyanları doğrulaması karşısında; sanığın eyleminin kendisine ve yakınlarına karşı gerçekleşmesi muhakkak olan haksız bir saldırıyı ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirip gerçekleştirmediği üzerinde durularak TCK’nın 25. maddesinde düzenlenen meşru savunma kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususun tartışılmadan, sanığın ve katılan …’nin bu yöndeki beyanlarına neden itibar edilmediği, katılan …’in beyanlarına neden üstünlük tanındığı açıklanmadan eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Karşılıklı eylemler şeklinde gerçekleşen olayda ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda tarafların farklı beyanlarda bulunmaları karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarındada kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Silinme koşulları oluşmuş sabıkası bulunan sanığın adli sicil kaydındaki diğer ilamlarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak takdiri maddesi uygulanan, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir tutumu bulunmayan sanık hakkında, “sanığın adli sicil kaydının içeriği, pişmanlığına dair emare bulunmayışı, kişilik özellikleri ve duruşmadaki davranışları dikkate alınarak TCK’nın 51 ve CMK’nın 231. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığı” şeklindeki yasal olmayan olmayan gerekçelerle ve hüküm içerisinde çelişkiye neden olacak şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
c- Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours