Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür.

ÖZET :

  • Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122).
  • Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139).
  • Dava dilekçesi, davalı kadının doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiştir.
  • Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Kanunu m. 10/1).
  • Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür.
  • Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar (Tebligat Kanunu m. 10/2).
  • Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir.
  • Davalı kadına dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup, usulsüz tebligat cevap süresini başlatmayacağından davalı tarafın dosyaya sunduğu 01.07.2016 tarihli dilekçe cevap dilekçesi niteliğinde olup, davalı kadının cevap dilekçesinin de dikkate alınması gerekir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi

2021/968 E. , 2021/2584 K

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, davalı kadın tarafından ise tazminatların miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Cevap dilekçesinin süresinde olmadığı” gerekçesiyle, hükmün gerekçesinin düzeltilmesine, davalı kadının feri talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir
Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139). Dava dilekçesi, davalı kadının doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Kanunu m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar (Tebligat Kanunu m. 10/2). Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir. Davalı kadına dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup, usulsüz tebligat cevap süresini başlatmayacağından davalı tarafın dosyaya sunduğu 01.07.2016 tarihli dilekçe cevap dilekçesi niteliğinde olup, davalı kadının cevap dilekçesinin de dikkate alınması gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı kadının cevap dilekçesinin süresinde olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2021 (Çar

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours