Usulsüz Tebligat Nedir?
Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu’nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
Mirasçılar elbirliği mülkiyetindeki taşınmazlarla ilgili tahsil edilen kira bedelini diğer mirasçılardan isteyebilirler mi?
Davacılar elbirliği mülkiyetindeki dükkanların davalı ortaklar tarafından kiraya verilerek kira bedellerinin tahsil edildiğini, uzun süreden beri kira gelirinden pay almak istediklerini sözlü olarak dile getirmelerine karşın kendilerine herhangi bir bedel ödenmediğini, bunun üzerine Düzce 5. Noterliğince düzenlenen 14.11.2012 gün ve 008408 yevmiye numaralı ihtarname ile kirayı dava dışı kiracılardan istemelerine karşın bundan da bir sonuç alamadıklarını, kira bedellerinin miktarını bilmediklerinden dava dilekçesinde tahmini bir değer gösterdiklerini ileri sürerek, son beş yıla ait kira bedellerinden miras paylarına düşen bölümün ecrimisil olarak tahsilini istemişlerdir. Her ne kadar dava dilekçesinde ecrimisil ifadesine yer verilmiş ise de dilekçe içeriği ve dayanılan maddi vakıalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde istemin gerçek yönünün haksız işgal tazminatı olmayıp, kendilerinden onay almaksızın dükkanları kiraya veren ortaklardan gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca elde ettikleri menfaatin devri istemine ilişkindir.
Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği-Çek
Menfi Tespit Davası Dilekçe Örneği-Çek
Avukatın hava muhalefeti ve sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamayacağını bildirdiği ve sözlü savunma için süre talep ettiği mazeret dilekçesinin dikkate alınmaması savunma hakkının kısıtlanması olup bozmayı gerektirir.
Avukatın hava muhalefeti ve sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamayacağını bildirdiği ve sözlü savunma için süre talep ettiği mazeret dilekçesinin dikkate alınmaması savunma hakkının kısıtlanması olup bozmayı gerektirir
Vasiye Yetki Verilmesi Talebi Dilekçe Örneği
Vasiye Yetki Verilmesi Talebi Dilekçe Örneği
Boşanma Davası-Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği
Boşanma Davası-Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği
Delil Listesinin Sunulması Dilekçe Örneği
Delil Listesinin Sunulması Dilekçe Örneği
Vasinin Taşınmaz Satış İzin Talebi Dilekçe Örneği
Vasinin Taşınmaz Satış İzni Talebi Dilekçe Örneği
DENETİMLİ SERBESTLİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete’de Yayımlandı.
DENETİMLİ SERBESTLİK HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ 10 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de Yayımlandı
Ücretin Düşürülmesine Rağmen İşçinin Suskun Kalarak Çalışmaya Devam Etmesi Değişikliğe Rıza Gösterdiği Anlamına Gelmez.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İşçinin aldığı ücret miktarının sonradan düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz.
Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Haksız Tutuklama Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği
Haksız Tutuklama Maddi Manevi Tazminat Davası Dilekçe Örneği
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerekir.
2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 09/08/2019 tarihli taahhütnamede taahhüt tarihinden taksitlerin tamamının ödeneceği tarihe kadar işleyecek faizini 3.868,72 Türk lirası olarak gösterildiği ancak takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz hususunda açıklık bulunmadığı, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği gibi alacaklının takip tarihinden taahhüt tarihine işlemiş faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu ayrıca borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil ve başvuru harçlarının da taahhüt tutanağında gösterilmediğinden taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği