Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise bononun sözleşme ile bağlantısını kanıtlanmak için sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır.

Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise İİK’nın 169/a maddesi kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır.

Ticari Nitelikteki İtirazın İptali Davalarında Arabuluculuğa Başvuru Zorunlu mudur?

Ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuğu öngören 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle eklenen Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin para alacağının tahsilini amaçlayan uyuşmazlıklar hakkında tarafların serbestce tasarruf etme imkanına sahip olduğu gözetilerek bu uyuşmazlıkları bir alternatif çözüm yöntemi olarak arabuluculuk yoluyla çözmeyi amaçladığı, bu şekilde daha az zaman, daha az emek ve masrafla alacağın tahsili amacına ve tarafların alacak miktarı üzerinde serbestce anlaşabilmelerine ve tasarrufta bulunabilmelerine imkân sağlamak istediği gözetildiğinde, ticari dava niteliğindeki itirazın iptali davalarının zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğu ve bu nedenle başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki içtihat farklılığının ticari nitelikteki itirazın iptali davalarının zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğu ve davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu yönünde birleştirilmesi gerekmiştir.

Bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesi için senedi düzenleyene protesto keşide etmesi gerekir.

TTK’nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun’un 714. ve 730. maddeleri uyarınca,

belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır.

Yargıtay uygulamasına göre, belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan borçlunun mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olacağının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi halinde cezai şart miktarında indirim yapılabileceği kabul edilmektedir.

Yargıtay uygulamasına göre, belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan borçlunun mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olacağının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi halinde cezai şart miktarında indirim yapılabileceği kabul edilmektedir.

Ticaret unvanı ticaret sicilinden silinen bir sermaye şirketi, tasfiye sürecini tamamladığından, artık bundan sonra aktif ve pasifini gösteren bir mal beyanını vermesi fiilen mümkün olamayacağından, mal beyanında bulunmadığından bahisle mahkûmiyetine karar verilemez.

Ticaret unvanı ticaret sicilinden silinen bir sermaye şirketi, 6102 sayılı Kanun uyarınca tasfiye sürecini tamamladığından, artık bundan sonra aktif ve pasifini gösteren bir mal beyanını vermesi fiilen mümkün olamayacağından, mal beyanında bulunmadığından bahisle mahkûmiyetine karar verilmesi Kanuna aykırı olacaktır

İİK’nun 44 ncü maddesindeki mal beyanında bulunma yükümlülüğü gerçek kişi tacirlere yönelik bir yükümlülük olup ticaret şirketlerini kapsamamaktadır.

Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaya mecburdur.

Ticaret şirketlerinde; şirket ortaklığından çıkmaya ilişkin ilamların icrası için kesinleşmesi gerekmez.

Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul edilen ticari şirketlere ilişkin ilamların kesinleşmeden takibe konu olmaması gerekçesi olarak HMK 367/2 fıkrası uyarınca kişiler hukukuna dayandırılmıştır.

Bu uygulamada kişiler hukuku cümlesi geniş yorumlanarak tüzel kişilerin organlarına ilişkin verilen kararlar olup, bu sonucuda geniş yorum yapılarak ulaşılmıştır.

Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesi sadece 1163 sayılı kooperatifler kanunun 16 son maddesi gereği aranmıştır. Bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamlarda kesinleşmeye ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır.

Defterlerini usulünce tasdik ettirmeyen tacir bu defterleri lehine delil olarak kullanamaz ancak aleyhine delil olarak kullanılabilir.

Defterlerini usulünce tasdik ettirmeyen tacir bu defterleri lehine delil olarak kullanamaz ancak   aleyhine delil olarak kullanılabilir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu ; Kooperatifler/ Yapı Kooperatifleri Türk Ticaret Kanunu gereği tacir sayılırlar.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararı; Kooperatifler/ Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu gereği tacir sayılırlar.

Adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin, tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir.

Adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin, tüm ortaklara yöneltilmesi gerektiği gibi dava itirazın iptâli olduğundan talep borçlusu ile davalının farklılık arzetmemesi gerekmektedir.

Anonim şirket pay sahibinin payını devretmeden önce diğer pay sahibine teklifte bulunmasını öngören esas sözleşme hükümleri geçersizdir.

Anonim Şirketlerde esas sözleşme değişikliği ile devredilebilirlik şartlarının … TTK m. 493/7’ye rağmen ağırlaştırıldığı ve bu durumun ayırca …TTK m. 340 da düzenlenen emredici hükümler ilkesine de aykırılık oluşturduğu…

Birleştiği yerde çek ile alonj arasında iradi ve hukuki bir bağ kuracak şekilde bir yazı, imza veya işaret bulunmalıdır.

Birleştiği yerde yukarıda açıklandığı şekilde çek ile alonj arasında iradi ve hukuki bir bağ kuracak şekilde herhangi bir yazı, imza veya işaret bulunmadığından ve çekin tanzim tarihi ile Banka’ya ibraz tarihinin aynı olması gibi somut olayın özellikleri de dikkate alınarak davalının bu çeke dayalı olarak alonj üzerinde ilk cirosu bulunan davacıdan alacaklı olduğunu ispatlayamamış olduğundan menfi tespit davasının kabulüne ilişkin, sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.

Kapalı olarak düzenlenmiş fatura, bedelinin ödendiğine karine teşkil eder, aksinin ancak kesin delillerle ispatı gerekir.

Davacı tarafça davaya dayanak gösterilen faturaların kapalı fatura olarak düzenlenmiş olması nedeniyle bedelinin ödendiğinin karine teşkil ettiği, aksinin ancak kesin delillerle ispatının gerektiği…

Ticaret Şirketlerinin Sona Erme Sebepleri

6102 sayılı TTK’nun limited şirketlerde tasfiyeyi düzenleyen 643. maddesindeki; “Tasfiye usulü ile şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır” şeklindeki hükmü gereğince limited şirketlerin tasfiye usulünün incelenmesinde; 6102 sayılı TTK’nun Anonim Şirketlerde Sona Erme ve Tasfiyeyi düzenleyen 10. Bölümünde “Sona Erme Sebepleri” başlığı altında “Genel Sona Erme Sebepleri” ve “Özel Sona Erme Sebepleri” olmak üzere iki başlık altında sona erme sebepleri açıklanmıştır.