Binasının riskli olduğunu düşünen herkes riskli yapı tespiti yaptırabilir mi?
Binasının riskli olduğunu düşünen herkes riskli yapı tespiti yaptırabilir mi?
Binasının riskli olduğunu düşünen herkes riskli yapı tespiti yaptırabilir mi?
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)’nın 107. maddesiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
Ön inceleme duruşması nedir ertelenebilir mi hangi kararlar alınır? Ön inceleme duruşmasına gitmezsem ne olur?
Sağ kalan eşin miras payı;
Miras bırakanın alt soyu ile birlikte mirascı olursa, mirasın dörte biri,
Miras bırakanın anne baba zümresi ile birlikte mirascı olursa, mirasın yarısı,
Miras bırakanın buyükana be büyükbaba zumresi ve onların çoçukları ile birlikte mirascı olursa, mirasın dörte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.
Zamanaşımı; alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir
6100 sayılı HMK’nın 104. maddesine göre;
Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.
Bu düzenleme adli tatile tabi olan dava ve işler için getirilmiş düzenlemedir. Aynı Kanun’un 103. maddesinde adli tatilde hangi işlerin görüleceği hüküm altına alınmıştır.
Kiracının Tahliyesi kira süresinin bitmesi ile kiracının vermiş olduğu tahliye taahhütnamesi ile ve kira bedelinin ödenmemesi halinde yapılacak icra takibi ve ihtiyaç nedeniyle açılacak dava ile mümkündür.
Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu’nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde de haksız tahrik;Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.
İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davası bir süreye tabi olup alacaklı, bu davayı, itirazın kendisine (varsa, vekiline) tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir.
Öte yandan kira bedelinin tespitine ilişkin talep dava dilekçesinde belirtilen döneme ilişkin olduğundan, ıslahla bedelin artırılması durumunda ise daha sonraki bir dönemi kapsayacak şekilde talepte bulunulmuş olur ve bu da kira bedelinin tespiti davalarının niteliğine aykırıdır.
Uzman Görüşü; HMK’nın 293. maddesinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 293. maddesinde uzman görüşü;
Tarafların uyuşmazlığın aydınlanabilmesi, anlaşılabilmesi ve iddia ve savunmaların ispatı içen kendisinin belirlediği özel ve teknik bilirkişiden bir konuda bilgi alması olarak düzenlenmiş olup, uygulamada özel bilirkişi adı da verilmektedir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 50 ilâ 57. maddeleri tenfize, 58 ile 59. maddeleri ise tanımaya ilişkindir.
5718 sayılı Kanun’un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca:
“Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”
“Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”
Anılan Kanunun “Tenfiz Şartları” başlıklı 54. maddesine göre;
“(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir:
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması,
Türkiye’de mobbing mevzuatımıza ilk defa 2011 yılında Türk Borçlar Kanunu 417. Maddesi ile girmiştir.
TBK 417. maddesine göre:
İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla” yükümlüdür.
Avukat’ın işi reddetme zorunluluğu olan haller nelerdir
?