
1-) Ecrimisil Nedir?
- Mecelle’den aktarılmak suretiyle günümüz hukukunda da kullanılan ecrimisil kavramı, güncelliğini yitirmeyen bir kavramdır. Eski hukukta “emsal mal kıymeti karşılığı” olarak kullanılan ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimidir.
- Gerek öğreti ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere,
- Ecrimisil; hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tür tazminattır.
- Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile bir haksız eylem sayılması gerektiği, başkasının taşınmazını haksız olarak işgal edip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin taşınmazı haksız olarak elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semereleri tazmin ile mükellef olduğu vurgulanmıştır.
- Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 995. maddesinin birinci fıkrasında, iyi niyetli olmayan zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
- Bu zararın en azı kira geliri karşılığı olan zarardır.
- Ancak, haksız işgalden doğan zarar her zaman kira geliri karşılığı olan zarar kadar olmayıp çok daha kapsamlı olabilir. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal veya hor kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda şeklinde tanımlanan olumsuz zarar ecrimisilin kapsamını belirler.
2 -) Ecrimisil Davalarında Hangi Mahkeme Görevlidir?
- Ecrimisil Davalarında Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
- Yargıtay 4. HukuknDairesi 2018/8027 E. , 2020/7021 K.
3 -) Ecrimisil Davalarında Yetkili Mahkeme Neresidir?
- Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
- Ecrimisil bir tür haksız fiil tazminatıdır
- Ecrimisil 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İBK’da haksız eylem olarak nitelendirilmiş bulunduğundan HMK’nin 16 maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
- Ayrıca ecrimisil davası taşınmazın aynı ile ilgili dava olmadığı için HMK’nin 12. maddesi uygulanmaz.
- Kesin yetki kuralı olmadığı için de HMK’de ki genel yetki kuralı uygulama alanı bulur ve bu bağlamda,
- genel yetkili mahkeme olan davalının ikamatgahı mahkemesi de yetkilidir.
- Yetkili mahkemenin tayininde davacının seçimlik hakka sahip olduğu ve somut olayda davacının haksız fiilin işlendiği yer olan Bakırköy Mahkemesini seçtiği anlaşılmıştır. Davacının seçimlik hakkı bulunduğu gözetilmek suretiyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7717 E. , 2021/77 K.)
4 -) Paydaşlar Arasında Çıkan Uyuşmazlıklarda Ecrimisil
- Paydaşlar arasında çıkan uyuşmazlıklar çoğu kez paylı taşınmazdan yararlanma ve taşınmazı kullanma biçimine ilişkindir.
- Bu nedenle 4721 sayılı TMK’nın paylı mülkiyete ilişkin 688 ile 700. maddeleri arasında bu tür mülkiyette yönetim, tasarruf, yararlanma, koruma, giderlere katılma ve bu konuda paydaşlarca verilen kararların etkisi düzenleme altına alınmış ve paydaşların mülkiyet haklarını bir çekişmeye meydan vermeden, uyum ve düzen içerisinde kullanmaları temin edilmek istenmiştir.
- Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olup, bu pay üzerinde tek başına dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Her paydaş kendi payını başkasına devredilebileceği gibi payı üzerinde rehin hakkı da kurabilir. Yine paydaşlardan birinin payı, kendi alacaklıları tarafından haczettirilebilir. Bir paydaşın vefatı üzerine de payı miras yoluyla kendi mirasçılarına intikal eder.
- Kanunun “Yararlanma, Kullanma ve Koruma” başlıklı 693. maddesi;
- “Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir.
- Uyuşmazlık hâlinde yararlanma ve kullanma şeklini hakim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir.
- Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir” hükmünü taşımaktadır.
- Bu hüküm uyarınca, her paydaş diğerlerinin haklarına zarar vermemek kaydıyla taşınmazı kullanabilir. Paylı maldan yararlanma veya kullanma hakkı bütün malı kapsar. Ancak bu kullanma ve yararlanma yetkisi, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde olanaklıdır.
- Bu nedenle paydaşlardan birinin, diğer paydaşın kullanma hakkını engellemesi ya da ihlal etmesi durumunda paylı taşınmazdan yararlanamayan paydaşın giderim hakkı doğar. Engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına yönelik el atmanın önlenmesini isteyebileceği gibi ecrimisil de isteyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık olarak taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Çünkü, ecrimisil isteyebilmesi için yararlanma ve kullanma hakkının engellenmiş olması gerekir.
- Ayrıca, paydaşlardan birinin diğerinden ecrimisil (işgal tazminatı) isteyebilmesi, kural olarak yararlanmadan men isteğine karşı konulması hâlinde mümkündür. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi ise ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hâlleridir.
- Paydaşlar, TMK’nın 689/1. maddesine göre kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilirler.
- Bu bağlamda, paylı malın maddi varlığı bölünmeye elverişli ise her paydaşa belli bölümlerin özgülenmesi suretiyle kullanılması konusunda anlaşabilirler. Böyle bir kullanım şekli sözleşmeyle kararlaştırılabileceği gibi eylemli olarak da oluşabilir. Taşınmazda eylemli (fiili) bir kullanma biçimi oluşmuş ve paydaşlar uzun süre bu durumu benimsemişlerse, bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması “ahde vefa” kuralının yanında Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir.
5 -) Kamulaştırmasız El Atma-Haksız İşgal Nedeniyle Ecrimisil
- Kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği de kuşkusuzdur.
- Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
- Ecrimisil Hesabı Nasıl Yapılır?
- Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
- Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
- İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir.
- Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
- Hal böyle olunca, tarafların emsal kira sözleşmesi sunamaması, civarda kiraya verilen arsa niteliğinde taşınmazın olmaması neticesinde mahkemece re’sen belirlenememesi, davacıların işgalden önce dava konusu taşınmazı kullanmıyor olması ecrimisil davasının reddini gerektirmez.
Kaynaklar :
- Hukuk Genel Kurulu 2017/1257 E. , 2020/661 K.
- Yargıtay 4. HukuknDairesi 2018/8027 E. , 2020/7021 K.
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/3109 E. , 2021/3022 K.
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7717 E. , 2021/77 K.
- Kira Fark Alacağına İlişkin Alacak Davası; Tarafların Özgür İradeleri ile Kararlaştırdıkları Kira Sözleşmesimdeki Artış Kartına İlişkin Hükümlerin Uygulanması Gerektiği…
- AİHM temyiz mahkemesi olmayıp kural olarak delil değerlendirmesi yapamaz. Ancak “keyfilik” ve “açık hata” AİHM’in temyiz mahkemesi olmama kuralının istisnalarıdır.
- AİHM, Yalçınkaya Kararını Açıkladı.
- Mahpusların haberleşme hürriyeti
- AİHM; tutuklunun mektuplarının taranarak UYAP’a kaydedilmesi Özel ve Aile Hayatı’nın ihlalidir.