Mütemmim Cüz-Bütünleyici Parça Haczedilebilir mi?

  • Mütemmim Cüz-Bütünleyici Parça Haczedilebilir mi?
  • TMK’nun 684. maddesi hükmüne göre, mütemmim cüz niteliğindeki şeyler, bütünden ayrı haczedilemez. Kural olarak eklentinin, taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar, ana taşınmazı satmadan, binada bulunan eklenti niteliğindeki malları ayrı ayrı haczettirebilir ve sattırabilirler. Zira, eklentinin, taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür.
  • Ayrıca ipotek akit tablosunda yazılı olmasa dahi, TMK’nun 862. maddesi uyarınca da rehnin, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi, onun bütünleyici parçalarını (TMK m.684) ve eklentilerini de (TMK.m.686) kapsayacağından, bu madde uyarınca da bütünleyici parça ve eklentilerinin haczi mümkün değildir. Bu maddenin uygulanabilmesi için, haczedilen malların, yasa maddelerinde gösterildiği şekilde bütünleyici parça ve eklenti olduklarının belirlenmesi gerekli ve yeterlidir.
  • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) bütünleyici parça başlıklı 684. maddesinin 1. fıkrasına göreBir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur“. Bütünleyici parçalar bağımsız eşya vasfı taşımadıkları için ayrı bir ayni hak konusunu oluşturmazlar.
  • ➡️ Bütünleyici parça (mütemmim cüz) yerel âdetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olduğu ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı (TMK m. 684) için taşınmazdan ayrı (bağımsız) olarak haczedilemez (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 440).
  • ➡️ Eklenti ise TMK’nın 686. maddesinin 2. fıkrasında “…asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır” şeklinde tanımlanmaktadır.
  • ➡️ Eklenti (teferruat) asıl şeyden ayrılması mümkün olduğundan kural olarak eklentilerin taşınmazdan ayrılması mümkündür. Eklenti asıl şeyden bağımsız bir hukukî varlık olarak ayni bir hak konusudur. Bu nedenle eklentinin asıl şeyden ayrı olarak devredilmesinde veya haczedilmesinde hukukî bir engel yoktur. Ancak İİK’nın 83/c maddesi;
  • Gerçekte eklenti niteliğinde olduğu tespit edilen mahcuzların, İİK’nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda yer alması halinde taşınmazdan ayrı hacizlerinin mümkün olmadığıdır. Bir başka anlatımla bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK’nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması da zorunludur.
  • “Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez.
  • Türk Medeni Kanunu’nun 862 nci maddesi hükmü saklıdır” şeklinde düzenlenmiştir.
  • İcra ve İflas Kanunu’nun 83/c maddesinin uygulanabilmesi için mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yetmez. TMK’nın 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması da zorunludur. Ayrıca ipotek akit tablosunda yazılı olmasa dahi, TMK’nın 862. maddesi uyarınca rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi, onun bütünleyici parçalarını (TMK m. 684) ve eklentilerini de (TMK m.686) kapsayacağından bütünleyici parça ve eklentilerinin haczi mümkün değildir. İİK’nın 83/c maddesinin uygulanabilmesi için haczedilen malların, TMK’da düzenlendiği şekilde bütünleyici parça ve eklenti olduklarının belirlenmesi gerekli ve yeterlidir.

 

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours