……….. 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE

 

 

DOSYA NO                        :2021/……….  E.

 

Bilirkişi Raporuna

İtiraz Eden  Davalı            : 1- .………. TURİZM NAKLİYE TARIM VE HAYVANCILIK  

                                               HİZMET TAAHHÜT SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ

                                         

Vekilleri                              : Av. …………..

                        

                          

Davacı                         :1-.………. SİGORTA A.Ş.

 

Vekilleri                         : Av. ….  ……….

                

Konu                            :   29.04.2022 tarihli Bilirkişi Raporuna İtirazlarımızdan ibarettir.

 

 

Cevaplarımız        :

 

1-)Sayın Mahkemenizde görülmekte olan yukarıda esas numarası yazılı dava dosyasında 29.04.2022 tarihli Bilirkişi Raporu tarafımıza tebliğ edilmiş olup, bilirkişi raporunu kabul etmiyoruz ve  yasal süresi içerisinde rapora karşı beyan ve itirazlarımızı bildiriyoruz. Şöyle ki;

 

Bilirkişi heyetinin “Yukarda detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, Davacı .……. Sigorta A..’nin ödemiş olduğu tazminat tutarının, .…………… plakalı aracın işleteni konumunda olan davalı ……………. Turizm Nakliye Tarm ve Hayv. Hiz. Taah. San. Tic. A..’den Karayollar Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel artlar B.3 ve B.4. maddeleri uyarınca talep etme hakkı bulunduğu,” şeklindeki tespitini kabul etmiyoruz. Rapor bu hali ile eksik inceleme ile genel değerlendirmeler üzerinden hazırlanmıştır.

 

 

Eldeki raporda müvekkil şirkete kusur atfedilmesi  ve müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesi hatalı olup tarafımızca kabul edilebilir değildir. Söz konusu bilirkişi raporunda  “Somut olayda ………….. plakalı araç sürücüsü ……..

25.01.2020 tarihinde yaptığı kaza anında 1,30 promil alkollü olup 1,00 promil üzerinde alkollü olduğundan Tablo:2 den görüleceği üzere alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini (Emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edebilme yeteneği) kaybetmiştir. Oluş şekli itibarıyla kazanın meydana gelmesinde heyetimiz kusur bilirkişisince kusur yönünden yapılan değerlendirmeye göre alkol dışında herhangi bir faktör (yol, iklim, araç, karşı araç vb.) rol oynamamıştır. Sürücü .…….. .……. güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olduğundan; hızını aracının yük ve teknik özelliğine, görüş yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uyduramayarak, arıza nedeniyle sağ şeritte duran araca arkadan çarparak kazaya neden olduğundan kaza münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmiştir.” gerekçesi ile kusur atfedilmiştir.

 

Raporda, “ .…………….‘in sevk ve idaresindeki …………… plakalı arac ile olay mahalline doru seyri sırasında olay mahallinde aydınlatmanın olduğu ve aracının farlarının da açık olması halinde ön ilerinde duraklama halinde bulunan dava konusu aracı görmesi gerekir, bu duruma göre seyrini mahal şartlarına uygun hale getirecek seviyede düşürerek duraklama yapan aracın solundan geçebileceği uygun mesafe zamanda şeridini değiştirmesi veya yeterli mesafede etkin fren tedbirine başvurması halinde bu kazanın meydana gelmeyeceği mütalaa olunmuştur. Olay mahalli bölünmüş yol üzerinde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak müteyakkız olmayan şekilde mevcut hız ile bulundurursa şerit üzerinde zorunlu duraklama halinde olan dava konusu araca arkasından çarpmak suretiyle 2918 sayılı KTK sürücülerin asli kusurlarından madde 84-d (arkadan çarpma) kusurunu işlediği ve ayrıca hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak: Madde 52 – Sürücüler:( b) Hızların, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görü, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği artlara uydurmak, c) Diğer bir aracı izlerken yukardaki fıkrada belirlenen durumlar göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak, zorundadırlar. ) kurallarına riayet etmediği görüşüne varılmış ve meydana gelen kazada asli ve tam derecede etkili olduğu ve 1. Dereceden %100 (yüzde yüz) kusurunun olduğu kanaatine varılmıştır.” Tespitini  de kabul etmiyoruz.

Trafik Sigortası Genel Şartlarının  B.4. maddesi gereği sigortacının sigortalıya rücu hakkı için belli şartların bulunması gerekmektedir. Maddenin içeriğinde  “Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir” başlığı altında  sigortalıya ancak ve ancak “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, …” bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalıya   rücu edileceği belirtilmiştir. Trafik Sigortası Genel Şartları’ nda da belirtildiği üzere bu kusurun kasti bir hareket ve ağır kusur neticesinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Müvekkil  şirketin meydana gelen olayda kusuru olmayıp müvekkil şirket kazaya sebebiyet vermemiştir. Dolayısıyla  davacının meydana gelen kaza sonucu ortaya çıkan hasar sebebiyle yapılan ödemeleri rücu etmesi hukuken mümkün değildir. 

 

Trafik Kazalarında kusur temel öğedir. Tazminat hesapları genellikle “kusur oranları” üzerinden hesaplanır. Kusursuz sorumluluklarda dahi, bazı ayrık durumlar dışında, bir kusur (sorumluluk) ölçüsü belirlenmek gerekmektedir. Kişilerin sosyal ve kültürel düzeyleri, olayın ağırlığı, kusur ve sorumluluk dereceleri gibi unsurlar özenle değerlendirilerek uygun bir tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.

 

Kusur incelemesi yapılırken, eylemin yasa, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen kurallara aykırılığını saptamak yeterli olmayıp, ayrıca hangi eylem ve davranışın zararı doğurduğu üzerinde durulmalıdır. Bir eylem ve davranış, kurallara aykırı olmakla birlikte, zarar bu eylemin sonucu değilse, kurallara aykırı davranan zarardan sorumlu tutulamaz.

Trafik kazalarında kusur değerlendirmesi için görevlendirilen teknik bilirkişiler, hukuk bilgileri olmadığı için, yalnızca trafik kurallarına uyulup uyulmadığı yönünden değerlendirme yapmakta, eylem ile zararlı sonuç arasındaki nedensellik bağını, zararın hangi eylem ve davranıştan doğduğunu dikkate almamaktadırlar. Öncelikle kusur değerlendirilmesi için görevlendirilecek bilirkişi veya bilirkişilerin belirtmeye çalıştığımız çerçevede somut olayı değerlendirmeleri gerekmektedir.                   

Müvekkilin işi araç kiralama olduğu için her gün birçok aracını kiraya vermektedir. Dava konusu olayda kazaya karışan araç da müvekkil şirketin kiraya verdiği araçlardandır. Diğer davalı m………… tarafından araç  alınmış ve ……………… tarafından kaza gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple müvekkil şirkete kusur ve sorumluluk yüklenemeyeği gibi Trafik Sigortası Genel Şartlarının  B.4. maddesi gereği davacı tarafından yapılan ödemler için  müvekkil şirkete rücu edilemez.

 

Her ne kadar diğer araç sürücüsünün  Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan yükümlülüklerin ihlali nedeniyle tam kusuru bulunduğu iddia edilmiş olsa da; yalnızca olay yerine düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına dayandırılarak yapılan değerlendirme mahkeme tarafından karar verilmesi için yeterli delil niteliğini arz etmemektedir. Zira Kaza Tespit Tutanağının geçerliliği, aksi ispat oluncaya kadar söz konusudur. Bu nedenle kaza tespit tutanağına dayanarak müvekkil şirkete ve sürücüye kusur izafe edilmesinin ve  bu doğrultuda talep edilen tazminatın kabulü mümkün değildir.

 

Bilirkişi Raporunda araç sürücüsüne atfedilen kusur oranı tarafımızca kabul edilmemektedir. Dava konusu kaza, karşı araç  sürücünün kusurlu hareketi nedeniyle yaşanmıştır. Dava konusu kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücü .……………’un kusurunun olup olmadığının araştırılması ve kusur durumuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu konuda bir araştırma olmadan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirme eksik ve hatalıdır.

 

Raporda bahsedilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5 “Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır.” demekte ve 52/1-b maddesinde ise “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,düzenlemesi yer almaktadır.  Ancak Bu hüküm, maddede tanımlanan kural ihlalinin söz konusu olması için gerçekleşmesi gereken durumları teker teker saymıştır. Ancak somut olayda sürücünün maddede sayılanlardan herhangi birini ihlali gibi bir durum söz konusu değildir. Alkollü araç kullanımı tek başına kazanın meydana gelmesinde kusur durumunun tespiti için yeterli değildir.

Karayollararı Trafik Yönetmeliği 116. Maddede; “Teknik arıza, kayma, yolda ani olarak meydana gelen bir bozukluk veya heyelan, yükün kayması ve düşmesi ve benzeri gibi mecburi hallerin yerleşim birimleri dışındaki karayolunda taşıt yolu üzerinde meydana geldiği takdirde, araç sürücüleri, bütün imkanları elverdiği ölçüde kullanarak hareket ettirme, itme ve benzeri şekil ve surette, araçlarını karayolu dışına, bu mümkün olmaz ise, bankette, bu da mümkün değilse taşıt yolunun en sağına almak ve her durumda yol, hava ve trafik şartları ile gece ve gündüz olmasına göre, gerekli güvenlik ve uyarı tedbirlerini derhal alıp uygulamakla yükümlüdürler.” demektedir. Meydana gelen kazada karşı araç sürücüsü maddede belirtilen  gerekli önlemleri almayarak DAVA KONUSU KAZANIN GERÇEKLEŞMESİNE SEBEBİYET verip vermediği konusunda bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile rapor hazırlanmıştır.

 Karşı araç sürücüsünün gerekli önlemleri alıp almadığının kaza yerinde yapılacak keşif ve tanık anlatımları ve diğer deliller ile tam olarak belirlenmesi ve kusur durumunun buna göre belirlenmesi gerektiği konusundaki itirazlarımız da dikkate alınmamıştır.    

 

Müvekkil şirket araç kiralama işi yapmakta olup dava konusu olayda kazaya karışan araç da müvekkil şirketin kiraya verdiği araçlardandır. …………. tarafından araç  alınmış ve ……….. tarafından kaza gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple müvekkil şirkete kusur ve sorumluluk yüklenemeyeği gibi Trafik Sigortası Genel Şartlarının  B.4. maddesi gereği davacı tarafından yapılan ödemler için  müvekkil şirkete rücu edilemez. Bu sebeplerle raporda yer alan  meydana gelen kazada asli ve tam derecede etkili olduğu ve 1. Dereceden %100 (yüzde yüz) kusurunun olduğu ve müvekkil şirkete rücu edilebileceğine dair değerlendirmeleri ve  diğer aleyhe hususları da kabul etmediğimizi bildiririz.

 

Sonuç ve İstem : Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile Sayın Mahkemenizce re’sen tespit edilecek hususlar doğrultusunda; itirazlarımızın dosyaya kabulüne karar verilmesini ve yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda belirttiğimiz eksik hususlar da değerlendirilerek yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. 17.05.2022

                                                                                      İtiraz Eden Davalı                                                                                                                 

    Vekili

                                                           Av. .…….. .……..

 

 

Bir Cevap Yazın