
AYM, Sanığın Sorgusu Yapılmadan Davanın Yokluğunda Bitirilebileceğini Öngören Kuralın İptaline Karar Verdi. Karar 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
➡️ Kamulaştırmasız El Atma Dolayısıyla Açılan Tazminat Davası-Aleyhte Yargılama Giderlerine Hükmedilmesi-Mülkiyet Hakkının İhlali
➡️ Anayasa Mahkemesi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazı düzenleyen CMK madde 231, f. 12 hükmünü İPTAL etti.
Anayasa Mahkemesi 08.09.2022 tarihinde E.2021/118 numaralı dosyada, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesine 5353 sayılı Kanun’un 28. maddesiyle eklenen (2) numaralı fıkranın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesine 5353 sayılı Kanun’un 28. maddesiyle eklenen (2) numaralı fıkrada; toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi kanısına varılması durumunda sanığın sorgusu yapılmadan davanın yokluğunda bitirilebileceği öngörülmektedir.

Anayasa Mahkemesi; yargılamasında mahkûmiyet dışındaki kararların nelerden ibaret olduğu Kanun’un 223. maddesinde belirtilmiştir. Kural, mahkûmiyet dışındaki kararlar yönünden bir ayrım yapmaksızın bu kararların tamamına ilişkin bir düzenleme içermektedir.
Mahkûmiyet dışındaki kararlar nazara alındığında hukuki nitelikleri gereği ceza verilmesine yer olmadığı ve/veya güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararlarının üzerinde durulmalıdır. Söz konusu kararların verilebilmesi için atfedilen fiilin sanık tarafından icra edildiğinin sabit olması zorunludur. Başka bir ifadeyle iddianame ile isnat olunan fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin kovuşturma sırasında tespit edilmesi gerekir. Sanığın isnat edilen fiili işlediğinin tespit edilmesi ise sanığın iddianameye konu haksızlığı gerçekleştirdiği, ancak Kanun’da sayılan sebeplerin varlığı nedeniyle cezalandırılmadığı anlamına gelir. Suçun işlendiğinin sabit görüldüğü ancak ceza verilmesine yer olmadığı kararlarına hükmedildiği durumlarda sanığın Anayasa’nın 38. maddesinde öngörülen masumiyeti ortadan kalkmaktadır. Güvenlik tedbirlerine hükmedildiğinde ise sanık -masumiyetinin ortadan kalkması dışında- ayrıca yaptırıma maruz kalmaktadır.
Sanığın isnat edilen fiili işlediğinin mahkemece tespit edilmesi ve sonucunda ceza verilmesine yer olmadığına ya da güvenlik tedbirine hükmedilmesi sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223. maddesinin (5) numaralı fıkrasında düzenlenen mahkûmiyet hükmü gibi bir sonuç doğurmasa da sanığın işlediği fiilden dolayı hukuki olarak sorumluluğu devam edebilmektedir. Dolayısıyla mahkeme tarafından sanığın eylemi veya suçu işlediğinin tespit edildiği hâllerde kurulan mahkûmiyet dışındaki hüküm nedeniyle sanık başka yönlerden dezavantajlı konuma düşebilmektedir. Sanık hakkında böyle sonuçlar ihtiva edebilen mahkûmiyet dışındaki bu tür kararlar bakımından sanığın sorgusu yapılmaksızın davanın bitirilebilmesine imkân tanınması adil yargılanma hakkına orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlama getirmektedir.” gerekçesiyle CMK madde 193/2’nin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.