Hayatın olağan akışı gereği evi terk edip giden kadının, ziynet eşyasını da yanında götürdüğünün kabulü gerekir;aksini, kadının ispat etmesi gerekir.

4 min read

Hayatın olağan akışı gereği evi terk edip giden kadının, ziynet eşyasını da yanında götürdüğünün kabulü gerekir;aksini, kadının ispat etmesi gerekir.

BOŞANMA HUKUKU

➡️ Boşanma Davaları Hakkında  10 Popüler Soru ve Cevabı!

➡️ Yargıtay Kararları Işığında Boşanma Davasında En Çok Sorulan Sorular ve Cevapları

İLGİLİ ;

➡️ Boşanma davasında çeyiz eşyasına yönelik talepler boşanma davasının eki sayılmadığından ayrıca nispi harca tabidir.

➡️ Düğünde takılan ziynet eşyası kime aittir?

  • ÖZET;
  • Dava, ziynet alacağı davası olup davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından elinden alındığını ileri sürmüş, davalı koca ise kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur.
  • Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır.

Karar İçeriği

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi

        

2020/1780 E.  ,  2020/2680 K.


“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ziynet alacağı davası olup davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından elinden alındığını ileri sürmüş, davalı koca ise kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır.
Somut olayda davacı kadın; iddiasının ispatına yönelik tanık dinletmiştir. Davacı tanıklarından Sevilay Gündoğdu, davalının komşusu olup bizzat davalı …’in ziynet eşyalarını davacının elinden aldıklarını kendisine söylediğini beyan etmiştir. Buna göre davacı tanığının beyanları davacıdan duyduklarına değil, bizzat davalının beyanlarına dayanmaktadır. O halde davacı kadının iddiasını ispat ettiği gözetilerek, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları da dikkate alınmak suretiyle talep edilen ve varlığı ispatlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2020 (Pzt.)

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours