Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.

Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.

Tüketicinin Cayma Hakkı

İLGİLİ;

➡️ İnternetten Yapılan Alışverişlerde Tablet, Telefon, Bilgisayar ve Akıllı Saatlerde alıcının 14 günlük cayma hakkı kaldırıldı.(İnternet üzerinden alınan herhangi bir ürünün iade edilmesi durumunda, kargo ücretini tüketici karşılayacak.(Ayıplı ürün ve yanlış ürün hariç)
Cayma Hakkına ilişkin yönetmelik 01.10.2022 tarihinde yürürlüğe girecek.
Not : Tablet, Telefon, Bilgisayar ve Akıllı Saatlerde alıcının 14 günlük cayma hakkının kaldırılma tarihi 01.01.2024 tarihine ertelendi.)

  • ÖZET;
  • Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin mesafeli satış sözleşmesi olduğu ve 6502 sayılı Yasanın 48/4. maddesinde ;
  • “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer.
  • Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” yazılıdır. Dosyanın ve davada dayanılan sözleşmenin incelenmesinden davalı şirketin davacı tüketiciyi “cayma hakkı konusunda” bilgilendirmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 14 günlük süre ile bağlı olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca tüketici cayma süresinin bitiminden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açarak sözleşmeden dönebilir. Eldeki davada da davacı, yasanın öngördüğü bir yıllık süre içerisinde bu davayı açtığına göre davanın kabulü gerekir. Mahkemece, bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
  • Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının gerekçesinin kaldırılarak yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmek gerekmiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi         

2020/5130 E.  ,  2021/6041 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemine ilişkin davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı şirkete ait internet sitesi üzerinden 27.01.2015 tarihinde tatil paketi satın aldığını, 4.450,00-TL bedel ödediğini, 50,00-TL de ürün hazırlama bedeli tahsil edildiğini, Yasadan kaynaklanan cayma hakkını kullanmak istemişse de davalı şirketin olumsuz yanıt verdiğini ancak henüz hizmetten yararlanmadığı için cayma süresinin başlamadığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile 4.500,00-TL ödediği miktarın davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının internet üzerinden konaklama hizmeti satın aldığını, bu işlemin mesafeli satış niteliğinde olduğunu yasal cayma süresinde sözleşmenin feshedilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı tüketicinin tecrübe ve muayenesinden itibaren belirtilen sürede cayma hakkını kullanabileceğinden ve tüketicinin haksız şart içeren sözleşmede henüz muayene ve tecrübe koşulu gerçekleşmediğinden sözleşmeden cayma iradesinin usule uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 27/01/2015 tarihli davaya konu sözleşmenin iptali ile davacı tarafından davalıya ödenen toplam 4.500-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 27.01.2015 tarihinden mesafeli satış sözleşmesi ile davalıdan aldığı tatil paketini içeren sözleşmenin feshini ve ödediği 4.500,00-TL’nin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davalı ile davacı arasında davacının internet sitesi üzerinden yapılan mesafeli satış sözleşmesi ile konaklama hizmeti satın alındığı, yapılan sözleşmede davacı tarafından bildirilen otelde oda müsaitliğine göre konaklama imkanının ilk gelen hizmeti önce alır prensibi gözetilerek satıldığı ve belli tarih aralıklarında ancak bu hizmetin kullanılabileceğinin belirtildiği, söz konusu sözleşmede cayma süresi usulüne uygun bildirilmiş ise de yapılan sözleşmede satılan hizmetin niteliği ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporunda açıklandığı üzere yasal koşullar gözetildiğinde davacı tüketicinin tecrübe ve muayenesinden itibaren belirtilen sürede cayma hakkını kullanabileceği, bu halde davacı tarafından yukarıda bildirilen kullanım şartları itibari ile haksız şart içeren sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan sözleşmenin mesafeli satış sözleşmesi olduğu ve 6502 sayılı Yasanın 48/4. maddesinde “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” yazılıdır. Dosyanın ve davada dayanılan sözleşmenin incelenmesinden davalı şirketin davacı tüketiciyi “cayma hakkı konusunda” bilgilendirmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 14 günlük süre ile bağlı olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca tüketici cayma süresinin bitiminden itibaren 1 yıllık süre içerisinde dava açarak sözleşmeden dönebilir. Eldeki davada da davacı, yasanın öngördüğü bir yıllık süre içerisinde bu davayı açtığına göre davanın kabulü gerekir. Mahkemece, bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının gerekçesinin kaldırılarak yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesinin değiştirilerek hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours