
Mecelle arapça “çok büyük boy kitap” anlamına gelmektedir. Osmanlı’nın son döneminde hazırlanan İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir.
Mecelle, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından hazırlanmıştır.Bir giriş 16 bölümden oluşur ve 1851 madde içerir.
99 genel hukuk ilkesini içeren giriş bölümünden sonra Mecelle şu konulara değinir:
- Büyu,
- İcar (kira),
- Kefalet,
- Havale,
- Rehin,
- Emanet,
- Hibe,
- Gasp ve İtlaf,
- Hacir,
- İkrah ve Şuf’a,
- Enva-ı Şirket (ortaklık çeşitleri),
- Vekâlet,
- Sulh ve İbra,
- İkrar (borcu kabul etme),
- Dava,
- Beyyinat ve Tahlif (kanıt ve delil),
- Kaza (yargı).
Mecelle’nin ilk 99 hükmünden örnekler:
- Beraat-ı zimmet asıldır. Borçlu olmamak asıldır. Borç ileri süren, ispatla mükelleftir.
- Def’-i mefasid celb-i menafiden evladır. Zararı yok etmek, fayda sağlamaktan iyidir.
- Ezmanın tağayyürü ile ahkâm tağayyür eder. Zaman değişince hükümler de değişir.
- Ukudda itibar makasıt ve maaniyedir, elfaz ve mebaniye değildir. Sözleşmenin amaç ve anlamı göz önüne alınır, söz ve yazılışı değil.
- Şekk ile yakin zail olmaz. Kuşku, kesin bilgiyi gidermez.
- Kadim kıdemi üzere terk olunur. Eskiden varolanın (yeni bir etken ortaya çıkmamışsa) aynen devam ettiği varsayılır.
- İçtihat ile içtihat nakzolunmaz. İçtihat içtihatla bozulmaz.
- Zarar-ı ammı def için zarar-ı hass ihtiyar olunur. Özel zarar, genel zarara tercih edilir.
- Alması memnu olan şeyin vermesi dahi memnu olur. Alması hukuka aykırı olanın vermesi de hukuka aykırıdır.
- Beynel tüccar maruf olan şey beynlerinde meşrut gibidir. Ticari örf ve adetler ticari sözleşmelerin şartı gibidir.
- Kelamın i’mali ihmalinden evladır. Söze bir anlam vermek, yok saymaktan iyidir.
- Beyyine hüccet-i müteaddiye ve ikrar hüccet-i kasıradır. Kanıt herkesi, ikrar ise sadece ikrar edeni bağlar.
- Tevehhüme i’tibâr yoktur. Delile dayanmayan vehim ve kuruntulara hukukta i’tibâr edilmez, kıymet verilmez. Hukuk vehimlerle değil delillerle ilgilenir.
- Ehven-i şerreyn ihtiyâr olunur İki kötü şeyle karşı karşıya kalındığında daha hafif, daha az kötü olanı seçilir. Mesela tedavi imkânı olmayan kangren olmuş bir parmağın kesilmesiyle el kurtulacaksa, parmağın kesilmesi tercih olunur. (tr.m.wikipedia.org)
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye veya kısaca Mecelle, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami özel hukuk (medeni hukuk) kuralları kodeksidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yarım yüzyılında m hukuki dayanak olarak kullanılmıştır.
Mecelle, kendi çağında 13 yüzyıllık İslami fıkıh geleneği üzerinde inşa edildiği halde, maddeler halinde düzenlenmiş analitik ve pozitif bir hukuk sistemi oluşturma çabasıdır. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından 6. yüzyılda Konstantinopolis’te hazırlatılan ilk (code civil) derlemesinden sonraki ilk örnek olması özelliğiyle İstanbul’u özel bir konuma kavuşturur. Batı ülkelerinin Medeni Kanun (code civil) geleneği I. Justinianus’un 6. yüzyılda hazırlattığı ilk (code civil) düzenlemesine dayanır. Mecelle, Tanzimat Fermanı ile açılan dönemin en önemli kanunu ve Osmanlı modernleşmesinin en önemli anıtlarından biridir. Bu anlamda (modernleşme) olarak adlandırılan istikametin aslında kökü Konstantinopolis’te, yani İstanbul’da olan bir sürecin ihyası olduğunu da gösterir.
Arapça “çok büyük boy kitap” anlamına gelen mecelle, Fransızca “1) büyük kitap, 2) hukuk ilkeleri derlemesi” anlamına gelen ‘codex’ sözcüğünün çevirisi olarak kullanılmıştır.
Mecelleye göre Hakimin vasıfları
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye
4. BÖLÜM: Tahkimle ilgili meseleler hakkındadır.
a – “Hâkimin Vasıfları” başlıklı 1. Fasıl;aa-
Madde 1792 – Hâkim; hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olmalıdır.
(Hakîm ; âlim, bilgin, haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden.
Fehîm ; akıllı, zeki, anlayışlı.
Müstakîm ; doğru, eğri olmayan, hilesiz, temiz, dürüst.
Emîn ; emniyetli, kendine inanılan, itimat edilen, güvenilir.
Mekîn ; vakarlı, temkinli, yerleşmiş, oturmuş, sakin.
Metîn ; sağlam, kendine güvenilir olan, metanet sahibi, dayanıklı.)
Madde 1812 – Hâkimin zihni; gam, keder, açlık veya uyku basması gibi sağlıklı düşünmeye engel olabilecek bir arıza ile belirsiz veya düzensiz hale gelirse hüküm vermeye girişmemelidir.
Türk Medeni Kanunu‘na ek olarak çıkarılan 864 sayılı Tatbikat Kanunu’nun 43. maddesiyle 4 Ekim 1926’da Mecelle yürürlükten kaldırılmıştır.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Mecelle, halef devletlerinin çoğunda (hiçbir zaman yürürlükte olmayan Mısır hariç) kalıcı bir etki bırakmıştır. Mecelle, etkili, tutarlı ve yerinden edilmesi zor olduğu için çoğu yerde uzun süre devam etmiştir.