
Yargılamanın sağlıklı ve adil bir şekilde yapılması öncelikle tarafların davadan haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
1982 Anayasasının 36. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca açık bir şekilde vurgulanan temel hukuk kurallarına göre, mahkeme tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Değinilen işlemlerin yanında tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir.
Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir.
Kanun ve Tüzüğün amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin tamamen uygulanması zorunludur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre bir kimseye tebligat yapılabilmesi için evvela o dava veya takipte muhataba söz konusu tebligattan önce usulüne uygun olarak bir tebligat yapılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla muhataba daha öncesinde usulüne göre herhangi bir tebligat yapılmamışsa sonraki tebligatların 35. madde kapsamında yapılması mümkün değildir. Kaldı ki, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince muhataba daha önce usulüne uygun tebligat yapılmış olsa dahi, tebligat esnasında muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekir. Muhatabın adres kayıt sisteminde adresinin bulunması halinde yine tebligatın 35. madde kapsamında yapılması mümkün değildir.
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercisince, esas bakımından değerlendirme yapılması gerekir.
- İşyeri adresinde, iş saati içerisinde, şirket yetkililerinin bulunmadığı sırada, şirket çalışanı olmayan bir kişinin, gelen tebligatı şirket çalışanı olarak imza karşılığı alması normal ve mutad olmasa da yapılan tebligat usulüne uygundur.
- Yüklenicinin ayıplı imalatı iddiasına dayalı alacak davası- Site yönetimine kat malikleri kurulunca yetki verilmiş olması-Site yönetiminin dava açma ehliyetinin bulunmadığı…
- Kat Malikleri Kurulunun Tüzel Kişiliği Var mıdır?
- Binanın ortak alanlarının gördüğü zararlardan, bina yöneticisinin kat malikleri adına dava açma hakkı yoktur.
Her kat malikinin kendi hissesine düşen kısmı için ayrı dava açması gerekir.