Kişilerin sözleşme içeriğine dair iradelerinin kapsam ve sınırları
Sözleşme içeriğini serbestçe belirleyebilmek, sözleşme serbestisi ilkesine, bu ilkenin temeli de irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) hukuk sistemimizde kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunun temel bir ilke olarak benimsendiğini göstermektedir.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 19/1. maddesinin; “Bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbeste tayin olunabilir. Kanunun kat’i surette emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna muhalefet; ahlaka (adaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça, iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir.”şeklindeydi.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 26 gereğince bir sözleşmenin içeriği, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebilecektir.
Nitekim TBK’nın 26. maddesine göre de “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.”
Bu özgürlüğün sınırı ise 27. maddede “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” şeklinde belirlenmiştir.