Gündem
Anasayfa » CEZA HUKUKU » Sollama yasağına rağmen yaralama veya ölümle sonuclanan olayda bilinçli taksirle hareket eden sanık tam kusurludur.

Sollama yasağına rağmen yaralama veya ölümle sonuclanan olayda bilinçli taksirle hareket eden sanık tam kusurludur.

  • ÖZET :
  • Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
  • Olay günü gündüz vakti yol çalışması nedeniyle gidiş geliş olarak bölünmüş yolda sanığın sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile sollama yasağı olmasına rağmen karşı yöne ait şeride girmesi neticesinde …’nın idaresindeki kamyonet tipi araçla çarpışmaları neticesinde …’nın ölümü ve üç kişinin hayati tehlike oluşacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, sollama yasağı olması nedeniyle bilinçli taksirle hareket eden sanığın tam kusurlu olduğunun kabulü ile mahkumiyet kararı verilmesi bakımından mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.

Karar İçeriği

Yargıtay 12. Ceza Dairesi        

 2020/42 E.  ,  2020/3271 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/2, 22/3, 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet


Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gündüz vakti yol çalışması nedeniyle gidiş geliş olarak bölünmüş yolda sanığın sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile sollama yasağı olmasına rağmen karşı yöne ait şeride girmesi neticesinde …’nın idaresindeki kamyonet tipi araçla çarpışmaları neticesinde …’nın ölümü ve üç kişinin hayati tehlike oluşacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, sollama yasağı olması nedeniyle bilinçli taksirle hareket eden sanığın tam kusurlu olduğunun kabulü ile mahkumiyet kararı verilmesi bakımından mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ceza miktarına, TCK’nın 22/6. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğine, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ve sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2014 tarih ve 2013/10 E. 2014/146 K. sayılı hükmünün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, sanığın kazanılmış hakkı oluştuğundan, ilk hükümde sanık hakkında tayin edilen ceza miktarının infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, sanığın neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün dördüncü bendinin çıkarılarak yerine “Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2014 tarih ve 2013/10 E. 2014/146 K. sayılı hükmünün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın
326/son. maddesi dikkate alınarak, sanık hakkındaki 2 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün infaz aşamasında gözetilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ile karar verildi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir