
- ÖZET :
- Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
- Davalı kadının, eşinin annesine “gerizekalı” diye hakaret ettiğine yönelik tanık beyanının zamanı belli olmayan soyut beyan niteliğinde olduğu, çok sayıda erkekle telefonda yazışması ve özel görüntülerini göndermesi vakıasının ise güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, davacı erkeğin mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, bağımsız konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
2021/3848 E. , 2021/5053 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve ferilere hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk derece mahkemesince; davalı kadının, eşinin annesine ”geri zekalı” diye hakaret ettiği, ortak çocuğa kötü davrandığı, çok sayıda erkekle telefonda yazıştığı ve bu erkeklere özel görüntülerini göndermesi nedeniyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; bölge adliye mahkemesince, davalı kadının bu kusurlu davranışları yanında, davacı erkeğinde eşine şiddet uyguladığı, evden çıkmama konusunda baskı yaptığı ancak yine de kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, davalı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Davalı kadının temyizi üzerine yapılan incelemede; davalı kadının, eşinin annesine “gerizekalı” diye hakaret ettiğine yönelik tanık beyanının zamanı belli olmayan soyut beyan niteliğinde olduğu, çok sayıda erkekle telefonda yazışması ve özel görüntülerini göndermesi vakıasının ise güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, davacı erkeğin mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, bağımsız konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde davalı kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2021 (Pzt.)
- Anayasa Mahkemesi: Ceza infaz kurumlarının fiziki ve tıbbi imkânlarının sağlık durumuna uygun olmamasına dayalı şikâyetler kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmektedir
- Anayasa Mahkemesi’nden hükümlü ve tutukluları yakından ilgilendiren ihlal kararı
- İşçi genel tatilde çalışmaya zorlanamaz. Genel tatilde çalışmaya zorlanan işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
- Ek MTV AYM Gündeminde : Anayasa Mahkemesi 28 Eylül Perşembe Günü Ek MTV Düzenlemesini Esastan Görüşecek.
- 23 EYLÜL 2023 TARİHLİ 52. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESi ; 27 Eylül Çarşamba günü, meslektaşımızın katlediği Bodrum’da Baro Başkanları ve meslektaşlarımızla yürüyüş yapılarak, ortak basın açıklaması gerçekleştirilecektir.