Gündem
Anasayfa » YARGITAY KARARLARI » Sanık hakkında mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanık mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabilir.

Sanık hakkında mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanık mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabilir.

  • Kasten yaralama Suçu
  • Memnu Hakların İadesi Talebi
  • Adli Sicil Arşiv Kaydı Silinme Süresi
  • Sanığın kasten yaralama suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 14 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun’un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 5560 sayılı Kanun’un 38. maddesi gereğince yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, somut olayda her ne kadar Mahkemesince memnu haklarının bulunmadığına karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği…

Yargıtay 3. Ceza Dairesi        

 2020/2025 E.  ,  2020/4757 K.

“İçtihat Metni”

Kasten yaralama suçundan hükümlü …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 87/1-c, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.02.2009 tarihli ve 2007/246 Esas, 2009/192 Karar sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.01.2014 tarihli ve 2013/41430 Esas, 2014/41140 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesi üzerine 13.03.2015 tarihinde infaz edilmesine müteakip, hükümlü müdafiinin yasaklanmış hakların iadesi talebinde bulunması üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesi uyarınca infazın tamamlanmasıyla sınırlı olduğu ve hükümlü hakkındaki hapis cezası tamamı infaz edildiğinden bahisle yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2018 tarihli ve 2007/246 Esas, 2009/192 Karar sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 02.10.2019 tarihli ve 2019/8051 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2019 tarihli ve 2019/97452 sayılı tebliğnamesi ile gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/8087 Esas, 2020/1125 Karar sayılı görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın kasten yaralama suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 14 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun’un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 5560 sayılı Kanun’un 38. maddesi gereğince yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, somut olayda her ne kadar Mahkemesince memnu haklarının bulunmadığına karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2018 tarihli ve 2007/246 Esas, 2009/192 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir