
Uygulanacak yasa hükmünün tespit edilebilmesi için kiralanan taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi gerekir.
- ➡️ Yeni malik, eski malik zamanında verilmiş tahliye taahhüdüne dayanarak taahhüt nedeniyle tahliye davası açabilir mi?
- ➡️ Taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda, dilerse mevzuatta öngörülen sürelerden yararlanarak ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir.
- ➡️ İhtiyaç iddiasına dayalı tahliye davalarında davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
- ➡️ İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası
- ➡️ İhtiyaç nedeniyle tahliye davalarında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir.
- ➡️ Yeni Malik İhtiyaç Nedeniyle Tahliye İhtarnamesi
- ÖZET;
- Dosya kapsamından kiralananın adi kiraya veya çatılı işyeri kirasına tabi olup olmadığı anlaşılamamaktadır.. Uygulanacak yasa hükmünün tespit edilebilmesi için taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi gerekir.
- ➡️ Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, kira sözleşmesine göre kiralananın hakim unsuru da gözetilerek, mevcut vasfı tespit edilip 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin hükümlere ya da genel hükümlere tabi olup olmadığı belirlendikten sonra;
- ➡️ Galip vasfının çatılı işyeri olduğunun anlaşılması halinde bu durumda kiralananın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 350. vd. maddelerinde sayılan sebeplere dayanılarak tahliyesinin talep edilebileceği, feshi ihbar suretiyle tahliyesinin istenemeyeceğinin gözetilmesi gerekir.
- ➡️ Dava konusu kiralananın galip vasfının arsa niteliği ile genel hükümlere tabii olduğunun tespit edilmesi halinde ise; davacı tarafından 14.11.2014 keşide, 26.11.2014 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya fesih bildiriminin yapıldığı, ancak fesih dönemlerine riayet edilmeden 16.02.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmakla, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 328 ve 329. maddeleri gereğince süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2018/1940 E. , 2018/6075 K.
“İçtihat Metni”
Davacı … ile davalılar … ve … aralarındaki kiralananın tahliyesi davasına dair … Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02/02/2016 günlü ve 2015/193 E.-2016/126 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 01/11/2017 günlü ve 2017/5768 E.-2017/15081 K. sayılı ilama karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 112 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8 parsellerinden oluşan arsa vasıflı taşınmazın davalıların babaları tarafından 15.08.2009 başlangıç tarihli, belirsiz süreli kira sözleşmesi ile muhtelif zirai alet ve ekipmanlarını bulundurmak ve muhafaza etmek amacıyla kiralandığını, kira ilişkisinin ikinci yılından sonraki süreçte kiralananı kendisinin kullanacağını bildirerek defalarca boşaltmasını söylemesine rağmen, hem kira bedellerini ödemediğini hem de taşınmazı boşaltmadığını, davalıların murislerinin 29.10.2014 tarihinde ölümü ile mirasçılarına kira sözleşmesini sonlandırmak ve kiralanandaki taşınırların boşaltılmasını sağlamak amacıyla mirasçı olan davalılara … Noterliği’nden 14.11.2014 tarih ve 003468 yevmiye nolu kira sözleşmesinin feshi ihbarında bulunarak belirsiz süreli kira akdini feshettiğini, davalıların haksız işgalci konumuna düştüklerini belirterek taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, feshi ihbar sürelerine uyulmadığını, kiralananın üstün vasfının keşif sırasında tespit edilmediğini, belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davalıların taşınmazlardan tahliyesine, karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 01.11.2017 günlü ve 2017/5768 E -2017/15081 K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davalılar karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Davacı ile davalıların murisi arasında imzalanan 15.08.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 112 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8 parsellerden oluşan taşınmazların kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taşınmazın galip vasfının gayrimusakkaf olduğunu belirterek feshi ihbar suretiyle taşınmazın tahliyesini talep etmiş, davalılar ise kiralananın galip vasfının musakkaf olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece taşınmaz üzerinde keşif yapılmasına rağmen taşınmazın galip vasfı tespit edilememiştir. Dosya kapsamından kiralananın adi kiraya veya çatılı işyeri kirasına tabi olup olmadığı anlaşılamamaktadır.. Uygulanacak yasa hükmünün tespit edilebilmesi için taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, kira sözleşmesine göre kiralananın hakim unsuru da gözetilerek, mevcut vasfı tespit edilip 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin hükümlere ya da genel hükümlere tabi olup olmadığı belirlendikten sonra, galip vasfının çatılı işyeri olduğunun anlaşılması halinde bu durumda kiralananın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 350. vd. maddelerinde sayılan sebeplere dayanılarak tahliyesinin talep edilebileceği, feshi ihbar suretiyle tahliyesinin istenemeyeceğinin gözetilmesi gerekir. Dava konusu kiralananın galip vasfının arsa niteliği ile genel hükümlere tabii olduğunun tespit edilmesi halinde ise; davacı tarafından 14.11.2014 keşide, 26.11.2014 tebliğ tarihli ihtarname ile davalıya fesih bildiriminin yapıldığı, ancak fesih dönemlerine riayet edilmeden 16.02.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmakla, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 328 ve 329. maddeleri gereğince süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiği bu seferki incelemeden anlaşılmakla onama ilamının kaldırılarak hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair karar düzeltme isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK’nun 440. maddesi gereğince davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 01.11.2017 günlü ve 2017/5768 E. -2017/15081 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 30.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi