Kira bedeli aksi kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gereken borçlardan olup üçüncü kişiye yapılan ödeme kiracıyı borcundan kurtarmaz.

➡️ Kira Sözleşmesi On Yıllık Uzama Süresinin Başlangıcı ve Dava Açma Süresi

➡️ Yeni Malik İhtiyaç Nedeniyle Tahliye İhtarname Örneği

➡️ Dönüşen belirsiz süreli kira sözleşmesindeki kira bedelinden memnun olmayan kiraya veren ve kiracı sözleşmeyi TBK madde 328-330 uyarınca fesih bildirimi ile her zaman sona erdirebileceklerdir.

➡️ Yeni malik, eski malik zamanında verilmiş tahliye taahhüdüne dayanarak taahhüt nedeniyle tahliye davası açabilirmi?

➡️ Belirsiz süreli kira sözleşmesi-ihtarname ve dava açma süresi!

  •   ÖZET;
  • Davalı borçlu kiracı, süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, kira bedelleri ve KDV bedelinin tamamının ödendiğini ,damga vergisinin kendilerinden talep edilemeyeceğini belirterek borca itiraz etmiştir. Davalı kiracı yargılama aşamasında, 03.10.2012 tarihli tahsilat makbuzunda yer alan çeklerin kira parasına istinaden verildiğini beyan ederek kira paralarının bir kısmının davacı şirket banka hesabına davalı kiracı şirket tarafından, bir kısmının ise kiracı şirket ortaklarından … tarafından davacı şirket ortaklarından İbrahim Kuşçulu banka hesabına ödendiğini savunmuştur.
  • Kira bedeli aksi kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gereken borçlardan olup üçüncü kişiye yapılan ödeme kiracıyı borcundan kurtarmaz. Bu nedenle davacı tarafından kira ödemesi olarak kabul edilmeyen kiracı şirket ortağı … tarafından yapılan ödemeler davacı kiracı şirketi borcundan kurtarmaz.

Karar İçeriği

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi

2017/14408 E.  ,  2018/13466 K.


“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Star Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. vs
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden reddine, karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı …Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 15.10.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 21.11.2013 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takipleri ile aylık 10.600,00 TL’den 2013 yılı Temmuz ayından Kasım ayına kadarki kira alacağı + KDV alacağı, 1.795,00 TL damga vergisi alacağının işlemiş faizi ile birlikte toplam 65.137,41 TL olarak tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlulara 25.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı kiracı şirket 02.12.2013 tarihli itiraz dilekçesinde, takipte istenilen kira bedelleri ile KDV’lerinin tamamen ödendiğini, bu nedenle takip ile istenilen kira bedelleri ile KDV alacağının ve faizinin yerinde olmadığını, ayrıca ödenmiş olan damga vergisinin de taraflarından istenemeyeceğini ileri sürerek kira alacağı, KDV, faiz ve damga vergisi alacağının tümüne itiraz etmiştir. Davalı kefil 01.12.2013 tarihli itiraz dilekçesinde, kendisinin 6 ay süreyle kefil olduğunu, takibe konu dönemde kefil olmadığını, bu nedenle kira, KDV ve faizlerinin kendisinden istenemeyeceğini, kaldı ki kiracı şirket tarafından aylık kira bedellerinin KDV’si ile birlikte ödendiğini, bu nedenle de takip ile istenen aylık kira bedeli ve KDV alacağının yerinde olmadığını, yine ödenmiş olan damga vergisinin de tarafından istenemeyeceğini ileri sürerek kira alacağı, KDV, faiz ve damga vergisi alacağının tümüne itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı ayrı ayrı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. … 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 19.03.2014 tarihli kararı ile 2014/165 esas sayılı dosyanın aynı mahkemenin 2014/155 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ilk kararında, hesaplama yöntemi bakımından usul ve yasaya uygun 20.10.2014 tarihli bilirkişi raporu gözetildiğinde davacı takip alacaklısı tarafça takip talebinde işlemiş faiz tutarının 232,40 TL, kira alacağının 12.000 TL, 1.795,00 TL damga vergisi alacağının fazla talep edildiği anlaşılmakla, belirtilen miktar davalı takip borçlusu şirketin itirazının kabulü ile borçlunun itirazının belirtilen miktar üzerinden (51.110,00 TL ) kaldırılmasına, yasal süresi içerisinde ödemede bulunulmadığı ve temerrüt oluştuğu gerekçesiyle akdin feshiyle davalı borçlunun kiralanandan tahliyesine, birleşen dava yönünden kefil Orhan Seyitoğlu yönünden yapılan incelemede kira sözleşmesinin 15.10.2011 tarihli bulunduğu, kefilin sorumluluğunun yasa uyarınca kira sözleşmesi süresi olan 1 yıl ile sınırlı olduğu, bu sebeple kefilin borca itirazının haklı olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve tahliyeye dair verilen ilk kararın davacı ve davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarih ve 2015/2138 E – 2015/3373 K. sayılı ilamı ile;“1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, temyiz eden asıl dava davalısının tüm, – asıl ve birleşen dava davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı borçlu kiracı, süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, kira bedelleri ve KDV bedelinin tamamının ödendiğini ,damga vergisinin kendilerinden talep edilemeyeceğini belirterek borca itiraz etmiştir. Davalı kiracı yargılama aşamasında, 03.10.2012 tarihli tahsilat makbuzunda yer alan çeklerin kira parasına istinaden verildiğini beyan ederek kira paralarının bir kısmının davacı şirket banka hesabına davalı kiracı şirket tarafından, bir kısmının ise kiracı şirket ortaklarından … tarafından davacı şirket ortaklarından İbrahim Kuşçulu banka hesabına ödendiğini savunmuştur. Kira bedeli aksi kararlaştırılmadıkça kiraya verene ödenmesi gereken borçlardan olup üçüncü kişiye yapılan ödeme kiracıyı borcundan kurtarmaz. Bu nedenle davacı tarafından kira ödemesi olarak kabul edilmeyen kiracı şirket ortağı … tarafından yapılan ödemeler davacı kiracı şirketi borcundan kurtarmaz. Bu nedenle mahkemece bu husus dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan ödemelerin de kira parası olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. / Öte yandan mahkemece damga vergisi konusunda hatalı görüş bildiren bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı alacaklı tarafından ödenen damga vergisine hükmedilmemiştir. Kira sözleşmesinin 7. maddesinde damga vergisinin kiracı tarafından ödeneceği kararlaştırıldığına göre davacı alacaklı 14.11.2013 tarihinde ödemiş olduğu damga vergisi bedelini de talep edebilir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; bozma ilamı doğrultusunda mali müşavir bilirkişiden alınan 28/11/2016 tarihli rapor gözetilerek takipte talep edilebilecek toplam miktarın 65.130,01 TL olduğu ve bu sebeple itirazın anılan miktar üzerinden kaldırılması ve aynı miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tahliye davadan sonra gerçekleşmiş olmakla bu husus da karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek itirazın kaldırılması talebinin reddi ve kefil lehine takip konusu meblağın %20 si oranında tazminata karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın alacağa ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Davacı vekilinin davalı kefile ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesi’nce verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemece ilk kararında davalı kefil hakkındaki davanın reddine ve itirazın kaldırılması talebi reddedilen takip konusu meblağın %20 si oranında tazminatın davacıdan tahsili ile davalı kefile verilmesine karar verilmiştir. İş bu kararın davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 6. HD’nin 06.04.2015 tarihli kararı ile davacının davalı kefile yönelik temyiz itirazları reddedilmiştir. Mahkeme’nin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Diğer bir anlatımla bozma dışında kalan hususlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece kesinleşen bu hususlar hakkında tekrar hüküm kurulması, davacıya yeniden temyiz hakkı vermediğinden, davacı tarafın davalı kefile yönelik temyiz itirazlarının da REDDİNE,
3-Davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazları yönünden;
Davacı alacaklı tarafından aynı alacak için hem asıl dava davalısı kiracı şirket hakkında, hem de birleşen dava davalısı kefil … hakkında birlikte takip başlatılmış, davalı borçlularca takibe itiraz edilmesi üzerine borçlular hakkında birlikte dava açılması gerekirken, ayrı ayrı dava açılmış ise de, bu davalar mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle ve dava açılmasının hemen ardından tensip tutanağı ile birleştirilmiş olup, aynı dosya üzerinden yargılama yapılmış ve birlikte karara bağlanmıştır. Aynı takip dosyasına konu edilen ve sebebi aynı olan alacak için hem asıl davada, hem de birleşen davada aynı vekil lehine ikinci kez vekalet ücreti verilmesi doğru değildir. Nitekim hükmün incelenmesinden, mahkemece asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulduktan sonra devamında hem asıl dava hem de birleşen dava için yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulduğu görülmektedir. Hükmün 5. Fıkrasında iki davalı olduğu gözardı edilmiş ise de “davalı vekili yararına 660 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” denilmekle, davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmiş olup, davalı şirket vekilinin şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmediği yönündeki temyiz itirazları yerinde değildir.
Ayrıca davalı kefil hakkında açılan dava tümden reddedilmiş olup, davalı kefil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında yarar bulunmadığından, hükmün 4.fıkrasında yer alan “Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 578 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin kaldırılarak yerine, “Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 578 TL’nın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmek suretiyle, yine hükmün 5.fıkrasında yer alan “Davacı vekili yararına 660 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı vekili yararına 660 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresinin kaldırılarak; yerine “Davacı vekili yararına 660 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, davalılar vekili yararına 660 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK 438.maddesi uyarınca düzeltilerek ONANMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir