HAGB Zamanaşımı Süresi

HAGB Zamanaşımı Süresi

HAGB’nin kesinleşmesiyle zamanaşımının durduğu, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlenince bu tarihte tekrar işlemeye başladığı, işlemeye devam eden zamanaşımı süresinin hükmün açıklandığı tarihte dolduğu gözetilerek artık düşme kararı verilmesi gerektiği…

İLGİLİ;

➡️ HAGB Vekalet Ücreti

➡️ HAGB  Kararı Alan Kişi Memurluktan Çıkarılabilir mi?

➡️ HAGB kararı hukuk hakimini bağlar mı?

➡️ Avukat sanık adına hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanda bulunabilir mi?

➡️ Sanığın yokluğunda verilen HAGB kararının mernis adresine doğrudan T.K'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi halinde süresinin işlemeye başlar mı?

➡️ Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılması Kararı Hukuk Hakimini Bağlar mı?
  • ÖZET:
  • Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 29, 62, 52. maddeleri gereğince verilen 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakıldığı, bu kararın 21.03.2012 tarihinde kesinleşmesi ile zamanaşımının durduğu ve sanığın denetim süresi içerisinde 02.03.2013 tarihinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle bu tarih itibariyle zamanaşımının tekrar işlemeye devam ettiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle zamanaşımının durduğu süre dikkate alındığında 5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesindeki zamanaşımının durduğu 11 ay 11 günlük sürenin birlikte hesaplanması sonucu sanığın sorgusunun yapıldığı tarih olan 07.10.2008 ile hükmün açıklandığı karar tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen “8 yıllık” olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu anlaşılmıştır.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi         

2020/730 E.  ,  2020/3130 K.

“İçtihat Metni”


Kasten basit yaralama suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2009 tarihli ve 2008/333 Esas, 2009/177 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.03.2012 tarihli ve 2012/81 değişik iş sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 02.03.2013 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2018 tarihli ve 2018/559 Esas, 2018/627 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 20.12.2019 tarihli ve 2019/7613 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2019 tarihli ve 2019/132828 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 Esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı kabul edilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, sanığın 20.06.2008 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçundan hakkında 26.08.2008 tarihli iddianame ile Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, anılan Mahkemenin 2008/333 Esas sırasına kayden yapılan yargılama sırasında sanığın 07.10.2008 tarihinde sorgusunun yapıldığı ve bu tarihte zamanaşımının kesildiği, adı geçen sanık hakkında Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.05.2009 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 21.03.2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine dava zamanaşımın durduğu, 02.03.2013 tarihinde sanık tarafından yeni suç işlendiği ve bu suça ilişkin Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2014 tarihli ve 2013/596 Esas, 2014/1674 sayılı kararı ile kurulan mahkumiyet hükmünün 17.09.2018 tarihinde kesinleştiği ve sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 02.03.2013 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hükmün açıklandığı tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığı, bu haliyle zamanaşımının durduğu 21.03.2012-02.03.2013 tarihleri arasındaki 11 ay 16 günlük sürenin, sanığın sorgusunun yapıldığı 07/10/2008 ile hükmün açıklandığı tarihe kadar geçen süreden mahsup edilmesi sonucu kalan sürede, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/3. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 29, 62, 52. maddeleri gereğince verilen 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakıldığı, bu kararın 21.03.2012 tarihinde kesinleşmesi ile zamanaşımının durduğu ve sanığın denetim süresi içerisinde 02.03.2013 tarihinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle bu tarih itibariyle zamanaşımının tekrar işlemeye devam ettiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle zamanaşımının durduğu süre dikkate alındığında 5271 sayılı CMK’nin 231/8. maddesindeki zamanaşımının durduğu 11 ay 11 günlük sürenin birlikte hesaplanması sonucu sanığın sorgusunun yapıldığı tarih olan 07.10.2008 ile hükmün açıklandığı karar tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen “8 yıllık” olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2018 tarihli ve 2018/559 Esas, 2018/627 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA ve gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours