Kural olarak işçilik alacakları brüt olarak hüküm altına alınmalıdır. Ancak net üzerinden talep edilmesi hâlinde net olarak hükmedilmelidir.Hüküm altına alınan işçilik alacaklarının “net” ya da “brüt” olarak gösterilmemesi bozma nedenidir.

4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinin 1. fıkrasında, genel anlamda ücret;

Bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.

Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Kanun maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.

İşçilik alacaklarına ilişkin davalarda alacaklar, açıkça net talep edilmediği takdirde işçilik alacaklarının kesintileri infazda dikkate alınacağından brüt miktarlar üzerinden hüküm altına alınması gerekir.

Dairemiz yerleşik uygulamasına göre; işçilik alacaklarına ilişkin davalarda alacaklar, açıkça net talep edilmediği takdirde işçilik alacaklarının kesintileri infazda dikkate alınacağından brüt miktarlar üzerinden hüküm altına alınması gerekir.

Bu durumda dava açılırken ve ıslah/bedel artırım dilekçesinde alacağın açıkça net olarak istendiği belirtilmemiş ise davacının talebinin brüt olduğunun kabulü gerekmektedir.

İşçinin imzasını taşıyan bordro kesin delil niteliğindedir. İmzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.

Kapıcıların fazla mesai taleplerine ilişkin araştırma ve inceleme yapılırken öncelikle kapıcının çalıştığı apartmanın daire sayısının ve bir günde yaptığı işlerin neler olduğu ve bu işlerin ne kadar zamanda yapacağının tespit edilmesi ve buna göre fazla mesai yapıp yapmadığı saptanması, tanık anlatımlarının da bu saptamalar ışığında değerlendirilmesi gerekir.

İşçilik alacaklarının belirli olup olmadığının somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği

İşçilik alacaklarının çok çeşitli tür, nitelik ve kapsamda olması, somut olayın özelliklerine göre oldukça değişkenlik göstermesi, hatta aynı tür işçilik alacaklarında dahi somut olayın özellikleri itibariyle işçilik alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağı konusunda soyut ve genel nitelikte, her bir olayda geçerli olacak ölçüde bir karar alınamayacağından sonuç olarak içtihadı birleştirmeye gerek olmadığına karar verilmiştir.