- Direnme kararı; İlgili Yargıtay Dairesince hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile bozulması sonucu mahkemenin tekrar önüne gelen dosyada kendi vermiş olduğu önceki kararının hukuka uygun olduğu konusunda yeniden karar vermesidir.
- Bu durumda dosya Hukuk Genel Kuruluna gider ve Kurulca bir karar verilir. Yerel mahkeme bu karara uymak zorundadır.
- Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
- (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
- Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
- İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
- Kira sözleşmesi kapsamında verilen depozito bankaya yatırılıp değerlendirilmemişse bile gerekli hesaplamalar yapılarak güncel değeri üzerinden iade edilmelidir.
- Sözleşmede kiracının yaptırdığı harcamaların talep edilemeyeceğine ilişkin hüküm olsa bile bunun zorunlu ve faydalı masrafları isteyemeyeceği anlamına gelmediği…
- Her yıl 12 adet senet düzenleneceği ve kira ödemesi esnasında ödeme yapılan ayın senedinin iade edileceği – Teminat Senedi – Senet bedellerinin ödendiğinin kiracı tarafından ispatlanması gerektiği…
- Apartman yönetimi, yasadan ve yönetim planından kaynaklı yetkisince borç ve alacak sözleşmeleri yapabilir.
- Kişisel ilişki düzenlemesinde, velayeti babaya bırakılan çocuğun beyanına itibar edilmeyerek çocuk ile anne arasında yatılı şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi isabetli değildir.
+ There are no comments
Add yours