
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.11.2014 tarihli, 2013/448 esas, 2014/524 sayılı kararında;
“…Bilişim sistemi TCK’nın 243. maddesinin gerekçesinde ‘verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağı veren manyetik sistemlerdir.’ şeklinde tanımlanmıştır. Aynı gerekçede, sistem içindeki bütün soyut unsurların veri terimi kapsamında olduğu da dile getirilmiştir.
Veri, Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesinin 1. maddesinde ‘bir bilgisayar sisteminin belli bir işlevi yerine getirmesini sağlayan yazılımlar da dahil olmak üzere, bir bilgisayar sisteminde işlenmeye uygun nitelikteki her türlü bilgi’, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun tanımlar başlıklı 2. maddesinde ise ‘bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değer’ şeklinde tanımlanmıştır…”
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.03.2016 tarihli, 2015/1100 esas, 2016/110 sayılı kararında yer alan,
“…Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde, ‘elektronik beyin‘ veya ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem‘ olarak adlandırılan bilgisayar; ‘çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin‘ anlamına gelmektedir.
İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağları sistemini ifade eder.
Bilişim de; ‘insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi’ olarak tanımlanmaktadır.
Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, Bilişim Sistemini;
‘Verileri toplayıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemler’ olduğu kabul edilmiştir…” şeklindeki ifadelerle bilişim sisteminin tanımı ve kapsamı açıklanmıştır
- Takibe konu kira sözleşmesine kiracının karşı çıkmaması halinde; alacaklının takibi, İİK’nun 68/1 maddesi anlamında “imzası ikrar edilen ve borç ikrarını içeren bir belgeye” dayanmaktadır.
- Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir.
- Miras bırakanın, uzun yıllar kendisine ve eşine sağladığı bakım ve desteğin minnet duygusu yanında ileride de kendisine bakacağı düşüncesi ve güveniyle gelinine taşınmaz devretmesi muvazaa olarak nitelendirilemez.
- Menfi Tespit Davası- Depozito – Teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksiklikler ve ayıplardan kiracının sorumluluğu
- Kiracının Kiralayana Boş Senet Vermesi – Menfi Tespit Davası – Hatır Senedi – İspat Külfeti ve Şekli