Mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması gerekir.

10 min read

Mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması gerekir.

  • ÖZET;
  • ➡️ Vekâlet, temsil edilen kimse tarafından yapılan hukukî işlemden kaynaklanan temsil yetkisini;
  • ➡️ Vekâletname ise, bir kimseye verilen temsil yetkisini ve bunun kapsamını belirten yazıyı ifade eder.
  • ➡️ Vekâlet (temsil yetkisi) verilmesi, tek taraflı bir hukukî işlemdir; varması gerekli ve tek taraflı bir irade beyanı aracılığıyla gerçekleştirilir. Maddî hukuk bağlamında, vekâlet, hiç bir sınırlama yapılmadan hukuk düzeninin elverdiği her türlü hukukî işlemi herkesle yapmak üzere verilmiş ise, genel vekâlet ya da temsil yetkisinden söz edilir.

➡️ Özel yetki verilmesini gerektiren işlemlerin nelerdir?

  • ➡️ Verilmiş olan vekâlet, ister genel, ister özel vekâlet olsun, vekil, özel surette yetkilendirilmedikçe, bazı işlemleri yapamaz. Özel yetki verilmesini gerektiren işlemlerin neler olduğu, esas itibariyle, Borçlar Kanunu’nun 504 inci maddesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74 üncü maddesinde belirtilmiştir. Bunların dışında, başka hukukî düzenlemelerde de, belirli işlemler için özel yetki verilmesi gerektiğini öngören hükümler bulunmaktadır.
  • Özel yetki verilmesini gerektiren işlemlerin, geneli itibariyle vekâlet verenin mal varlığını azaltan ya da onu önemli ölçüde risk altına sokan işlemler olduğu görülmektedir.
  • Hukukî düzenlemelerde açıkça işaret edilenler dışında, belirli bir iş veya işlem bakımından özel yetki verilmesine gerek bulunup bulunmadığı, somut olayın koşulları, özellikleri, vekâlet verenin yararı, onunla vekili arasındaki güven ilişkisinin derecesi gözetilerek tayin edilmelidir
  • ➡️ Özel yetki verilmesini gerektiren işlemler; dava açmak, bağışlamada bulunmak, taşınmazların devri ve aynî haklarla sınırlandırılması, kambiyo taahhüdünde bulunmak, tahkim sözleşmesi yapmak, ibra, davadan feragat, davayı kabul, mahkûmunbihi kabz, haczin fekki (kaldırılması), mirasın reddi, hâkimin reddi, başkasını tevkil (alt vekâlet verme), Anayasa Mahkemesi’nde dava açmak, yargılamanın iadesi, davanın ıslahı, konkordato teklif etmek ve konkordatoya muvafakat etmek gibi dava ve işlerdir.
  • Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39. maddesi gereğince;
  • Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
  • Mirasçının mirası reddetmesi halinde, sulh hakimince düzenlenecek bir tutanakla reddeden mirasçının açık kimliği belirlenir ve ret beyanı mirası reddedene veya istem, bu konuda yetkisi olan vekil tarafından yapılmış ise vekiline imza ettirilip, hakim ve zabıt katibince imzalanır. Vekilin vekaletnamesi bu tutanağa eklenir.
  • İlgili madde uyarınca, mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması gerektiği istikrarlı şekilde aranmaktadır.
  • ➡️ 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 77. maddesinde, “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir. Bir tarafın avukat tutmak istemesi sebebiyle, yargılama hiçbir şekilde başka bir güne bırakılamaz. Avukatın istifa etmesi, azledilmesi veya dosyayı incelememiş olması sebebiyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Ancak, dosyanın incelenmemiş olması geçerli bir özre dayanıyorsa, hâkim bir defaya mahsus olmak üzere, kısa bir süre verebilir. Verilen süre sonunda, dosya incelenmemiş olsa bile davaya devam olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.

Karar İçeriği

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi         

2021/3286 E.  ,  2021/1614 K.


“İçtihat Metni”

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24/12/2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 01/10/2008 tarihinde ölen mirasbırakan …’in terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Vekâlet, temsil edilen kimse tarafından yapılan hukukî işlemden kaynaklanan temsil yetkisini; vekâletname ise, bir kimseye verilen temsil yetkisini ve bunun kapsamını belirten yazıyı ifade eder.
Vekâlet (temsil yetkisi) verilmesi, tek taraflı bir hukukî işlemdir; varması gerekli ve tek taraflı bir irade beyanı aracılığıyla gerçekleştirilir. Maddî hukuk bağlamında, vekâlet, hiç bir sınırlama yapılmadan hukuk düzeninin elverdiği her türlü hukukî işlemi herkesle yapmak üzere verilmiş ise, genel vekâlet ya da temsil yetkisinden söz edilir.
Verilmiş olan vekâlet, ister genel, ister özel vekâlet olsun, vekil, özel surette yetkilendirilmedikçe, bazı işlemleri yapamaz. Özel yetki verilmesini gerektiren işlemlerin neler olduğu, esas itibariyle, Borçlar Kanunu’nun 504 inci maddesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74 üncü maddesinde belirtilmiştir. Bunların dışında, başka hukukî düzenlemelerde de, belirli işlemler için özel yetki verilmesi gerektiğini öngören hükümler bulunmaktadır.
Özel yetki verilmesini gerektiren işlemlerin, geneli itibariyle vekâlet verenin mal varlığını azaltan ya da onu önemli ölçüde risk altına sokan işlemler olduğu görülmektedir.
Hukukî düzenlemelerde açıkça işaret edilenler dışında, belirli bir iş veya işlem bakımından özel yetki verilmesine gerek bulunup bulunmadığı, somut olayın koşulları, özellikleri, vekâlet verenin yararı, onunla vekili arasındaki güven ilişkisinin derecesi gözetilerek tayin edilmelidir
Özel yetki verilmesini gerektiren işlemler; dava açmak, bağışlamada bulunmak, taşınmazların devri ve aynî haklarla sınırlandırılması, kambiyo taahhüdünde bulunmak, tahkim sözleşmesi yapmak, ibra, davadan feragat, davayı kabul, mahkûmunbihi kabz, haczin fekki (kaldırılması), mirasın reddi, hâkimin reddi, başkasını tevkil (alt vekâlet verme), Anayasa Mahkemesi’nde dava açmak, yargılamanın iadesi, davanın ıslahı, konkordato teklif etmek ve konkordatoya muvafakat etmek gibi dava ve işlerdir.
Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39. maddesi gereğince;
Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Mirasçının mirası reddetmesi halinde, sulh hakimince düzenlenecek bir tutanakla reddeden mirasçının açık kimliği belirlenir ve ret beyanı mirası reddedene veya istem, bu konuda yetkisi olan vekil tarafından yapılmış ise vekiline imza ettirilip, hakim ve zabıt katibince imzalanır. Vekilin vekaletnamesi bu tutanağa eklenir.
İlgili madde uyarınca, mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki bulunması gerektiği istikrarlı şekilde aranmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 77. maddesinde, “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir. Bir tarafın avukat tutmak istemesi sebebiyle, yargılama hiçbir şekilde başka bir güne bırakılamaz. Avukatın istifa etmesi, azledilmesi veya dosyayı incelememiş olması sebebiyle yargılama başka bir güne bırakılamaz. Ancak, dosyanın incelenmemiş olması geçerli bir özre dayanıyorsa, hâkim bir defaya mahsus olmak üzere, kısa bir süre verebilir. Verilen süre sonunda, dosya incelenmemiş olsa bile davaya devam olunur.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, Av. … 11.12.2012 tarih 9304 yevmiye numaralı vekaletnameye istinaden davacı Emine Çelik adına mirasın hükmen reddi isteğinde bulunmuş ise de vekaletnamede mirasın reddine ilişkin özel yetki bulunmamaktadır. Davalı vekilince bu eksiklik temyiz nedenleri arasında gösterilmiştir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01.04.2021 tarihli 2018/2222 Esas 2021/2387 Karar sayılı ilamı ile, davacı vekilinden mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnamenin temin edilerek Dairemize gönderilmesi için dosya mahkemesine iade edilmiştir. Mahkemece davacı vekiline Dairemizin anılan kararı eklenerek mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnamesini sunması için 2 haftalık sürenin verildiği yönünde ihtar içerir tebligat yapılmıştır. Davacı vekili ise özel yetkili vekaletname sunmamıştır.
O halde mahkemece, Türk Medeni Kanunun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 77. maddeleri dikkate alınarak sonucuna göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours