Anasayfa » BOŞANMA HUKUKU » Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir.

Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir.

Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir.

  • ÖZET :
  • 4721 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesine göre ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır.
  • Bu hak, Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi gereği sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir.
  • Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir.
  • Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir. Nitekim, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 83 üncü maddesi ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan 20.03.2006 tarihli ve 2006/10218 karar sayılı Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzük’ün 126 ncı maddesi, hükümlülere üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile görüşme ve ziyaret hakkı tanımış, 17.06.2005 Resmî Gazete Tarihli ve 25848 Resmî Gazete sayılı Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmelik’in 9 uncu ve 14 üncü maddeleri de, hükümlü ve tutukluya çocuğu ile görüşme hakkı ve açık görüş imkanı vermiştir.
  • Dosya kapsamından mahkemece, ortak çocuk ve baba arasında yasal düzenlemeler dikkate alınarak açık görüş imkanıyla ilgili babanın hükümlü olarak bulunduğu cezaevinden bilgi alınmak suretiyle çocukla babası arasında görüş ve ziyaret imkanı araştırılarak kişisel ilişkinin başlangıç ve sona ermesine dair gün ve saat belirtilmeksizin bazı zaman dilimlerine atıf yapılarak açık görüş günlerinde kişisel ilişki tesisine karar verildiği görülmüş ise de; kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk ve tereddüt oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi gerekmektedir. O halde kişisel ilişkinin, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açıkça başlangıç ve bitiş günleri ve saatleri gösterilerek düzenlenmesi gerekmekte iken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi

2020/6857 E.  ,  2021/830 K.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         

2022/9298 E.  ,  2023/483 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde çocuğun velâyetini vermek istemediğini, yargılama gideri ve nafaka ödeme durumu olmadığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlenmesinden sonra davalı erkeğin işlediği suçtan dolayı ceza evinde olduğu, evlilik birliğinin fiilen sağlanamadığı belirtilerek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, psikolog bilirkişi raporu ve ortak çocuğun duruşmadaki beyanı göz önünde tutulduğunda velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında cezaevi psikologları refakatinde ayda bir açık görüş günlerinde kişisel ilişki kurulmasına, anne tarafından kişisel ilişki sırasında çocuğun uzman psikoloğa teslim edilmesine ve kişisel ilişki süresinin sonunda uzman tarafından çocuğun anneye teslimine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; kişisel ilişki konusunda çocuğun görüşünün alınmadığını, cezaevi açık görüş günlerine gidenlerin arandığı ortamda babasını görmesinin çocuğun psikolojisini etkileyeceğini, çocuğun babasıyla görüşmek istemediğine dair beyanının zapta geçirilmediğini, çocuğu dinleyen uzmanın raporunun dosyaya sunulmasının beklenmediğini, müvekkilinin çocuğunu birkaç kez cezaevine götürdüğünü, çocuğun görüşmelerden sonra psikolojisinin bozulduğunu, müvekkilinin İzmir’de, davalının İstanbul Kartal cezaevinde olduğunu, iki şehir arasındaki mesafenin uzun olduğunu, ayda bir kez annesi refakatinde İstanbul’a gelmesinin çocuğun okulundan 2 gün geri kalmasına ve 2 günlük yeme konaklama masraflarına sebebiyet vereceğini, kişisel ilişki tesisi için müvekkiline külfet yüklendiğini, kişisel ilişkinin kaldırılması gerektiğini belirterek; kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı babanın bulunduğu Kartal H Tipi Ceza İnfaz Kurumundan ziyaret günlerinin sorulduğu, müzekkereye verilen 15.12.2021 tarihli cevap ile davalının Ödemiş M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiğinin bildirildiği, çocuğun eğitim çağında oluşu, görüş günlerinin hafta içi okul zamanına denk gelmesi nedeniyle ilk Derece Mahkemesi tarafından her ay açık görüş günlerinde kişisel ilişki tesisi kararının çocuğun okulundan, annenin ise işinden geri kalmasına sebebiyet vereceğinden yerinde görülmediği, yol giderinin anneye yükletilmesinin doğru olmadığı belirtilerek kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile Ödemiş M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bulunan davalı baba ile ortak çocuk Şamil Efe arasında açık görüş günlerinin hafta sonuna denk gelmesi durumunda ayda bir defayı geçmemek kaydıyla ve okulların tatil olduğu ara tatil, yarıyıl ve yaz tatiline denk gelen açık görüş günlerinde kişisel ilişki tesisine, yol giderinin davalı baba tarafından karşılanmasına, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.


V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, çocuğun görüşü alınmadan ve uzman raporu beklenmeden karar verildiğini, babanın cevap dilekçesinde kişisel ilişki talebi olmadığını belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi. 5275 sayılı Kanunu’nun 83 üncü maddesi. Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzük’ün 126 ncı maddesi. Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmelik’in 9 uncu ve 14 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1.4721 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesine göre ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Bu hak, Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi gereği sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir. Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir. Nitekim, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 83 üncü maddesi ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan 20.03.2006 tarihli ve 2006/10218 karar sayılı Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzük’ün 126 ncı maddesi, hükümlülere üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile görüşme ve ziyaret hakkı tanımış, 17.06.2005 Resmî Gazete Tarihli ve 25848 Resmî Gazete sayılı Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmelik’in 9 uncu ve 14 üncü maddeleri de, hükümlü ve tutukluya çocuğu ile görüşme hakkı ve açık görüş imkanı vermiştir.

2.Dosya kapsamından mahkemece, ortak çocuk ve baba arasında yasal düzenlemeler dikkate alınarak açık görüş imkanıyla ilgili babanın hükümlü olarak bulunduğu cezaevinden bilgi alınmak suretiyle çocukla babası arasında görüş ve ziyaret imkanı araştırılarak kişisel ilişkinin başlangıç ve sona ermesine dair gün ve saat belirtilmeksizin bazı zaman dilimlerine atıf yapılarak açık görüş günlerinde kişisel ilişki tesisine karar verildiği görülmüş ise de; kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk ve tereddüt oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi gerekmektedir. O halde kişisel ilişkinin, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açıkça başlangıç ve bitiş günleri ve saatleri gösterilerek düzenlenmesi gerekmekte iken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir