YARGITAY: “KABADAYILIK YAPMA” SÖZÜ, HAKARET DEĞİLDİR.

5 min read

ÖZET:

  • Sanık …’in katılana söylediği iddia ve kabul edilen “kabadayılık yapma” şeklindeki sözün, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi..

Karar İçeriği

Yargıtay 4. Ceza Dairesi

2016/13209 E. , 2020/10166 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık … hakkında tehdit, yaralama suçlarına ile sanık … hakkında tehdit suçuna ilişkin kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, katılan …’un temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B-Sanık … hakkında yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’un TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
C-Sanık … hakkında silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet, sanıklar … ve … hakkında hakaret suçlarından kurulan ceza verilmesine yer olmadığında dair hükümlerin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık …’a yükletilen silahla tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık …’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanıklar … ve … yönünden;
a-Sanık …’in katılana söylediği iddia ve kabul edilen “kabadayılık yapma” şeklindeki sözün, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,
b-Her ne kadar sanıklar hakkında TCK’nın 106/2,c maddesi uygulanarak temyiz dışı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararları verilmiş ise de, olay günü ani gelişen tartışma ortamında sanıkların üzerine atılı tehdit eylemlerinin 106/1-1 kapsamında kaldığı, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında hakaret suçu yönünen uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık …’nin üzerine atılı hakaret suçu yönünden uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması;
c-Kabule göre de; hakaret suçlarının karşılıklı işlendiği kabul edilirken, TCK’nın 129/3. ve CMK’nın 223/4-c maddeleri uyarınca “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken Kanunda yer almayan biçimde “ceza verilmesinden vazgeçilmesine” dair karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan …’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (b) nolu bozma kararının 1412 sayılı, CMUK’nın 325. maddesi gereğince hakkında sanıklar Ali ve İbrahim hakkında tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların açıklanması durumunda sanıklara sirayet ettirilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours