
- ÖZET:
- Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir.
- Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir. Aksine, şekli bir yorum ve bakış açısıyla bu bütünlük görmezlikten gelinerek, her bir mağdura yönelik hareketin bağımsız birer fiili oluşturduğunun kabul edilmesi ve gerçek içtima hükümlerinin uygulanması halinde, cezalandırmada adaletsizliğe yol açılacağı gibi “fiilin hukuki anlamda tekliği” prensibine de aykırı davranılmış olacaktır.
- Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
- Sanığın, müşteki …’e yönelik ve hemen akabinde de müşteki …’a hakaret ettiği olayda, sanığın mağdurlara yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmiş olması nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşıldığından, buna bağlı olarak da tek fiille birden çok mağdura karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında zincirleme suç hükümleri gereği hakaret suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43/2. maddesi uyarınca arttırılması gerekir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi
2021/7912 E. , 2021/29300 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-)Temyiz kanun yoluna tabi olup, kesinleşmesi halinde infaza verilecek ilamın açıklanan yeni hüküm olduğu, bu nedenle iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının yargılama sonucunda açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle,Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
2-)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen, 18/11/2014 gün ve 2013/663 E – 498 K sayılı ilamında belirtildiği gibi;
Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir. Aksine, şekli bir yorum ve bakış açısıyla bu bütünlük görmezlikten gelinerek, her bir mağdura yönelik hareketin bağımsız birer fiili oluşturduğunun kabul edilmesi ve gerçek içtima hükümlerinin uygulanması halinde, cezalandırmada adaletsizliğe yol açılacağı gibi “fiilin hukuki anlamda tekliği” prensibine de aykırı davranılmış olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, müşteki …’e yönelik ve hemen akabinde de müşteki …’a hakaret ettiği olayda, sanığın mağdurlara yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmiş olması nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşıldığından, buna bağlı olarak da tek fiille birden çok mağdura karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında zincirleme suç hükümleri gereği hakaret suçundan bir kez ceza verilip, bu cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43/2. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi