
- Çek örneği belgede “Sözleşme gereği teminat için çekin aslını elden aldım” ibaresinden çekin hangi sözleşme kapsamında teminat olarak verildiği açıkça belli olmadığından çekin teminat çeki olduğunu ispata yeterli değildir.
- Yine takibe dayanak çekin teminatı olduğu ileri sürülen “Hilton … Projesi Elektrik İşleri Sözleşmesi” başlıklı 07/09/2016 tarihli imzası taraflarca inkar edilmeyen sözleşmenin 3. maddesinde “Sözleşmenin bedeli 225.000.00 tl KDV 65.500.00 tl 09/09/2016 tarihinde, alt yüklenici firması ortaklarının çift imzalı teminat olarak verecekleri senet ve/veya çek fatura karşılığında ödenecektir. Bu senet ve/veya çek işin … tarafından geçici kabulü yapıldığında geri iade edilecektir. Kalan ödeme kısmı ise aylık hak edişler ile ödenecektir.” ibareleri yer almakta ise de, takip dayanağı çek ile sözleşmede bahsi geçen çekin aynı çek olup olmadığına dair açık bir atıf bulunmamaktadır.
- Yine, mahkemeye sunulan çek örneği belgede ise “Sözleşme gereği teminat için çekin aslını elden aldım” ibaresinin ve alacaklı yetkilisinin imzasının bulunduğu ancak bu ibarede geçen çekin hangi sözleşme kapsamında teminat olarak verildiği hususu açıkça belli olmayıp bu belgenin de çekin teminat çeki olduğunu ispata yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
- O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
2021/394 E. , 2021/5402 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, keşideci borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı çekin mahkemeye sunulan elektrik işleri sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini ileri sürerek borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda, takip dayanağı çekin ön veya arka yüzünde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönünde bir kabul beyanı da bulunmamaktadır. Yine takibe dayanak çekin teminatı olduğu ileri sürülen “Hilton … Projesi Elektrik İşleri Sözleşmesi” başlıklı 07/09/2016 tarihli imzası taraflarca inkar edilmeyen sözleşmenin 3. maddesinde “Sözleşmenin bedeli 225.000.00 tl KDV 65.500.00 tl 09/09/2016 tarihinde, alt yüklenici firması ortaklarının çift imzalı teminat olarak verecekleri senet ve/veya çek fatura karşılığında ödenecektir. Bu senet ve/veya çek işin … tarafından geçici kabulü yapıldığında geri iade edilecektir. Kalan ödeme kısmı ise aylık hak edişler ile ödenecektir.” ibareleri yer almakta ise de, takip dayanağı çek ile sözleşmede bahsi geçen çekin aynı çek olup olmadığına dair açık bir atıf bulunmamaktadır.
Yine, mahkemeye sunulan çek örneği belgede ise “Sözleşme gereği teminat için çekin aslını elden aldım” ibaresinin ve alacaklı yetkilisinin imzasının bulunduğu ancak bu ibarede geçen çekin hangi sözleşme kapsamında teminat olarak verildiği hususu açıkça belli olmayıp bu belgenin de çekin teminat çeki olduğunu ispata yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 02.11.2020 tarih ve 2018/3931 E. – 2020/1897 K. sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, … 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02.10.2018 tarih ve 2017/250 E. – 2018/798 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 25/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi
- Kira Fark Alacağına İlişkin Alacak Davası; Tarafların Özgür İradeleri ile Kararlaştırdıkları Kira Sözleşmesimdeki Artış Kartına İlişkin Hükümlerin Uygulanması Gerektiği…
- AİHM temyiz mahkemesi olmayıp kural olarak delil değerlendirmesi yapamaz. Ancak “keyfilik” ve “açık hata” AİHM’in temyiz mahkemesi olmama kuralının istisnalarıdır.
- AİHM, Yalçınkaya Kararını Açıkladı.
- Mahpusların haberleşme hürriyeti
- AİHM; tutuklunun mektuplarının taranarak UYAP’a kaydedilmesi Özel ve Aile Hayatı’nın ihlalidir.