
Kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle tahliye ve alacak davası adli tatilde görülür mü?
- ➡️ Adli Tatilde Görülen Dava ve İşler-HMH 103. Madde
- ➡️ Anlaşmalı boşanma davası adli tatilde görülebilir mi?
- ➡️ İşverenin açtığı alacak davasının HMK’nun 103. maddesinde sayılan adli tatilde görülecek dava ve işlerden olmadığı…
- ➡️ Adli tatil süresi içerisinde yapılan tebliğ geçerli olup, tebliğin adli tatilde yapılması halinde süreler işlemez ve temyiz süresi adli tatilin bittiği günden itibaren başlar.
- ÖZET;
- Ödeme emrinin adli tatil içerisinde tebliğ edilmiş olduğu, yasal 30 günlük sürenin 06/10/2015 de dolduğu, oysa davacının yasal süre dolmadan davayı 15/09/2015 tarihinde açmış olduğu, yasal süreye uyulmadan açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
- ➡️ İcra ve iflas dairelerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. İcra iflas daireleri ve mahkemelerde görülmekte olan işlerde HMK’nun adli tatile ilişkin 104.maddesinin uygulama olanağı yoktur. Ayrıca H.G.K.nun 3.5.1967 tarih 1729 Esas 236 sayılı kararında da benimsendiği üzere HUMK.nun 177. Maddesi (6100 sayılı HMK’nun 104) Hukuk Usulünün tayin ettiği sürelerde uygulanacağından İİK.nun da yazılı sürelerde tatbik edilmesi mümkün değildir.
- ➡️Açıklanan nedenle HMK’nun 103/1-h maddesi göz ardı edilerek somut olayda uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 104. maddesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilemez.
- ➡️ Dava ihtar süresinin bitimini müteakip 15/09/2015 tarihinde süresinde açıldığından işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2017/2796 E. , 2017/3903 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili ; davacıların murisi ile davalı arasında 01.07.2014 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, murisin vefatından sonra davalıya kira bedellerini yatırması hususu ve hesap numarasının şifahi olarak bildirildiğini, ancak davalının yine de ödemede bulunmaması üzerine, davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, ödeme emri tebliğine rağmen yasal sürede ödemede bulunmayan davalının temerrüde düştüğünü, dava konusu taşınmazdan temerrüd nedeni ile tahliyesini, muaccel hale gelen aylık 475.-TL den Mart 2015 bakiyesi 75.-TL, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları kira bedeli toplamı olan 1.975.-TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; ödeme emrinin 05/08/2015 tarihinde yani adli tatil içerisinde tebliğ edilmiş olduğu, yasal 30 günlük sürenin 06/10/2015 de dolduğu, oysa davacının yasal süre dolmadan davayı 15/09/2015 tarihinde açmış olduğu, yasal süreye uyulmadan açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İcra ve iflas dairelerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. İcra iflas daireleri ve mahkemelerde görülmekte olan işlerde HMK’nun adli tatile ilişkin 104.maddesinin uygulama olanağı yoktur. Ayrıca H.G.K.nun 3.5.1967 tarih 1729 Esas 236 sayılı kararında da benimsendiği üzere HUMK.nun 177. Maddesi (6100 sayılı HMK’nun 104) Hukuk Usulünün tayin ettiği sürelerde uygulanacağından İİK.nun da yazılı sürelerde tatbik edilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenle HMK’nun 103/1-h maddesi göz ardı edilerek somut olayda uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 104. maddesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilemez. Dava ihtar süresinin bitimini müteakip 15/09/2015 tarihinde süresinde açıldığından işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı bulunmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
2-Davacı bu davasında tahliye isteminin yanında toplam 1.975.-TL kira alacağı yönünden de talepte bulunmuştur. Mahkemenin bu talep yönünden olumlu olumsuz bir karar vermemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
2017/393 E. , 2017/1181 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesi kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından kira alacağının tahsili ve tahliye talebi ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra memur muamelesi şikayet ile icra mahkemesine başvurduğu, … 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11/08/2016 tarih ve 2016/790 E. 750 K. sayılı kararı ile şikayetin kabulüne karar verildiği, alacaklı vekili tarafından şikayetin kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 01/11/2016 tarih ve 2016/54 E. 2016/52 K. sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının alacaklı – davalı vekiline 15/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinin 01/09/2016 tarihinde uyap üzerinden gönderildiği, İİK.nun 18/1.maddesi uyarınca icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılacağından ve dolayısıyla HMK.nun 103/1-h maddesi uyarınca adli tatil hükümleri uygulanamayacağından İstinaf Kanun Yolu başvuru süresinin 25/08/2016 tarihinde dolduğu, istinaf kanun yolu başvurusunun 10 günlük süreden sonra yapıldığı gerekçesiyle, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi uyarınca usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
SONUÇ : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının İİK’nun 364. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun 370. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 06/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
2015/2139 E. , 2015/2352 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2014/1109-2014/1316
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava kira alacağının tahsiline yönelik kesinleşen icra takibinde, ihtar süresi içinde kira borcunu ödemeyen davalının kiralanandan tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takipte dayanılan kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı kira sözleşmesi uyarınca 2014 yılı Nisan ve Mayıs ayları kira paralarının tahsili için davalı borçlu hakkında tahliye istemli icra takibi başlatmıştır. Ödeme emri davalı borçluya 25.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, borca itiraz edilmemiştir. Davacı alacaklı vekili 29.08.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak açtığı bu dava ile İİK 269/a maddesi uyarınca kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece, ihtarlı ödeme emrinde belirtilen 30 günlük itiraz süresinin adli tatile rastladığı, İİK’nun 19.maddesi gereğince sürenin tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonuna kadar uzadığı, bu tarihin 01.09.2014 tarihine tekabül edip davalının en geç bu tarihe kadar kira parasını ödeme hakkı bulunduğu halde davanın 29.08.2014 tarihinde açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İcra ve iflas daireleri ile icra mahkemelerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. İcra mahkemeleri İİK’nundan kaynaklanan itiraz, şikayet ve kanunda yer alan davalara bakmakla görevli ve özel yargılama usulüne tabi mahkemelerdendir. İcra iflas daireleri ve mahkemelerde görülmekte olan işlerde HMK’nun adli tatile ilişkin 104.maddesinin uygulama olanağı yoktur. Ayrıca H.G.K.nun 3.5.1967 tarih 1729 Esas 236 sayılı kararında da benimsendiği üzere HUMK.nun 177. maddesi (6100 sayılı HMK’nun 104) Hukuk Usulünün tayin ettiği sürelerde uygulanacağından İİK.nun da yazılı sürelerde tatbik edilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenle HMK’nun 103/1-h maddesi göz ardı edilerek somut olayda uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 104 maddesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilemez. Dava ihtar süresinin bitimini müteakip 29.08.2014 tarihinde süresinde açıldığından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı bulunmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün