Eve çağırılan temizlikçinin cam silerken düşüp hayatını kaybetmesi – Destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat
Taraflar arasında hizmet sözleşmesi olduğu, davalıların sözleşme kapsamına göre ihmali davranışlarda bulunarak, menfi davranış biçiminde tezahür eden eylemleriyle mevcut duruma sebebiyet verdikleri…
- ÖZET ;
- Uyuşmazlık, davacıların murisinin davalılara ait evde temizlik yaptığı sırada düşerek ölmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
- Taraflar arasında hizmet sözleşmesi olduğu, davalıların sözleşme kapsamına göre ihmali davranışlarda bulunarak, menfi davranış biçiminde tezahür eden eylemleriyle mevcut duruma sebebiyet verdikleri, bu nedenle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların BK’nın 41. vd maddeleriyle sorumluluk ve kusur oranları tespit edilerek; davanın kısmen kabulü ile davacılardan Adem için 5.769,77 TL, Çiğdem için 917,48 TL, Coşkun için 518,96 TL, Taşkın için 1.556,88 TL, Aşkın için 3.515,45 TL, Onur için 12.316,05 TL maddi ve her bir davacı için 3.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalılara verilmesine karar verilmiştir.
- Bozma uyularak belirtilen usuli eksiklikler giderildikten sonra davacı …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının, mirasçıları olan diğer davacılar lehine veraset ilamındaki payları oranında isabet eden miktarda eklenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2022/8201 E. , 2023/631 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/35 E., 2022/108 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulüne
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre; yargılama sırasında vefat eden davacı … lehine talep edilen manevi tazminat tutarı 3.000 TL olup, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile 1386 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427 nci maddesi uyarınca Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olarak belirlenen 5.810 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin manevi tazminat istemine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin, maddi tazminat talebi yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; müşterek murisleri olan …’ın temizlik için gittiği davalıların evinde cam silerken aşağı düşerek vefat ettiğini, davalıların gerekli önlemleri almaması nedeniyle kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, toplam 118.000 TL maddi ve her bir mirasçı adına 3.000 TL manevi tazminat talep etmişler, 20.02.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle … yönünden maddi tazminat taleplerini 33.626,99 TL artırmışlardır.
II. CEVAP
Davalılar; davacılar murisi ile davalılardan… arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, bu nedenle davalı … yönünden davanın husumetten reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, aralarında bir nevi eser sözleşmesi bulunduğunu, kendilerine atfedilecek kusur bulunmadığını, davacıların tazminat talebinin hukuka uygun olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.10.2015 tarihli ve 2008/142 E., 2015/520 K sayılı kararıyla; taraflar arasında hizmet sözleşmesi olduğu, davalıların sözleşme kapsamına göre ihmali davranışlarda bulunarak, menfi davranış biçiminde tezahür eden eylemleriyle mevcut duruma sebebiyet verdikleri, bu nedenle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların BK’nın 41. vd maddeleriyle sorumluluk ve kusur oranları tespit edilerek; davanın kısmen kabulü ile davacılardan Adem için 5.769,77 TL, Çiğdem için 917,48 TL, Coşkun için 518,96 TL, Taşkın için 1.556,88 TL, Aşkın için 3.515,45 TL, Onur için 12.316,05 TL maddi ve her bir davacı için 3.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.10.2019 tarihli ve 2016/27440 E., 2019/9714 K. sayılı ilamıyla; davacılardan Adem’in dava açıldıktan sonra 08.12.2011 tarihinde vefat ettiği ancak karar ile adı geçen davacı lehine de hüküm kurulduğu, ölenin mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorulmadan ayrıca velayeten dava açtığı çocukları için usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan ve velayeten dava açılan Coşkun, Taşkın, Aşkın ve Onur karar başlığında gösterilmeden hüküm verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle, davalıların sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma uyularak belirtilen usuli eksiklikler giderildikten sonra davacı …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının, mirasçıları olan diğer davacılar lehine veraset ilamındaki payları oranında isabet eden miktarda eklenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalılar vekili; davacıların murisi ile davalı … arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, bu nedenle davalı … yönünden davanın husumetten reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu anlamında hizmet sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının ise fahiş olduğunu, Mahkemenin bozulan ilk kararı gereğince bakiye karar harcının ödenmiş olmasına rağmen, mahsup yapılmaksızın tekrar karar harcının tahsiline yönelik hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davacılar vekili; iş kazasında maddi tazminatın gerçek zarara göre hesaplanması ve ücretteki artışların, bozmadan sonra olsa dahi resen dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıların murisinin davalılara ait evde temizlik yaptığı sırada düşerek ölmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararda hukuki nitelemenin doğru şekilde belirlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hazırlandığı tarih itibariyle bilinen veriler esas alınarak tazminat miktarının resen tespit edildiği, kaldı ki bozma sonrası yapılan yargılamada tazminat miktarının yeniden değerlendirilmesine yönelik herhangi bir talepte bulunulmadığı, yine 27.10.2015 tarihli ilk mahkeme kararının bozulmakla ortadan kalktığı, bu nedenle ödenen karar ve ilam harcının iadesinin her zaman talep edilebileceği, dolayısıyla tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacılar vekilinin manevi tazminat istemine yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince davalılar yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davacılar yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.