Eser ve Bandrol Nedir?

Eser Nedir?

  • Eser, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un 1/B maddesinin (a) fıkrasında; “sahibinin hususiyetlerini taşıyan ve ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır.

Bandrol Nedir?

  • Bandrol ise, Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinde; “Fikir ve sanat eserlerinin izinsiz çoğaltılmalarının ve taklit edilmelerinin önlenmesi amacıyla; fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınların üzerine yapıştırılan, sökülmesi hâlinde parçalanan ve yapıştırıldığı malzemenin özelliğini kaybettiren nitelikte güvenlik şeridi içeren holografik özellikli bir güvenlik etiketi veya dijital olarak üretilen güvenlik etiketi”
  • Şeklinde tanımlanmıştır.
  • Bandrolün işlevi ise aynı Yönetmelik’in 1. maddesinde; “Eser ve hak sahiplerinin haklarının takip edilmesini sağlamak ve fikri hak ihlalleriyle mücadele etmek” olarak açıklanmıştır. Bandrol uygulaması ile fikir ve sanat eserlerinin izinsiz çoğaltılmalarının ve taklit edilmelerinin önlenmesi amaçlanmıştır. Gerçekten de bandrol uygulaması, yasal ve yasal olmayan ürünün daha kolay şekilde ayırt edilmesi ve yasal olmayan yollardan çoğaltılan ürünler ile mücadele amacıyla oluşturulmuş sistemin bir parçası olup eser ve hak sahiplerinin haklarının takip edilmesini sağlamak, mali haklara tecavüzü önlemek ve kontrol edebilmek açısından en etkili koruma yöntemleri arasında yer almaktadır. Ayrıca bandrol uygulaması, piyasada dolaşımda bulunan eserlerin kayıt altına alınmasını sağlaması bakımından eser nüshalarının sayısının bilinmesi ve kontrol altında tutulması suretiyle bandrole tabi eserlerin ekonomik getirilerinin belirlenmesi yönüyle de önemli bir işleve sahiptir.
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un Kanun’un “Haklara tecavüzün önlenmesi” başlıklı 81. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları;
  • “Musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınlara bandrol yapıştırılması zorunludur. Ayrıca, kolay kopyalanmaya müsait diğer eserlerin çoğaltılmış nüshalarına da eser veya hak sahibinin talebi üzerine bandrol yapıştırılması zorunludur. Bandroller, Bakanlıkça bastırılır ve satılır. Bakanlıkça belirlenen satış fiyatı üzerinden meslek birlikleri aracılığı ile de bandrol satışı yapılabilir.
  • Bandrol alınabilmesi için, bandrol talebinde bulunanın yasal hak sahibi olduğunu beyan eden bir taahhütnameyi doldurması zorunludur. Bakanlıkça tespit edilen diğer evrak ve belgelerle birlikte başvuru yapılır. Bakanlık, bu başvuru üzerine başka bir işleme gerek kalmaksızın on iş günü içinde bandrol vermek mecburiyetindedir. Beyana müstenit yapılan bu işlemlerden Bakanlık sorumlu tutulamaz…” şeklindedir.
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un 81. maddesinin birinci fıkrasında; bandrol uygulamasının kapsamı düzenlenirken musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınlara her koşulda, musiki ve sinema eserleri dışında kalan kolay kopyalanmaya müsait diğer eserlerin çoğaltılmış nüshalarına da eser veya hak sahibinin talebi üzerine bandrol yapıştırılması zorunluluğu getirilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bandrol alınmasının usulü düzenlenmiştir.
  • Bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltmanın Cezası Nedir?
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 81. maddesinin dördüncü fıkrasında;
  • “Bandrol yükümlülüğüne aykırı ya da bandrolsüz olarak bir eseri çoğaltıp satışa arz eden, satan, dağıtan veya ticarî amaçla satın alan ya da kabul eden kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.”,
  • On üçüncü fıkrasında;
  • “Bandrol yükümlülüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi hâlinde, fail hakkında sadece 71 inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.”,
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un 5728 sayılı Kanun’la değişik “Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz” başlıklı 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde;
  • “Bu Kanunda koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek:
  • Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”,
  • Soruşturma ve kovuşturma Usulü
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’un 5728 sayılı Kanun’la değişik “Soruşturma ve kovuşturma” başlıklı 75. maddesinde;
    “71 ve 72 nci maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlıdır. Yapılan şikâyetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikâyet süresi içinde Cumhuriyet başsavcılığına verilmemesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
  • Bu Kanunda yer alan soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı suçlar dolayısıyla başta Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri olmak üzere ilgili gerçek ve tüzel kişiler tarafından, eser üzerinde manevi ve malî hak sahibi kişiler şikâyet haklarını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla durumdan haberdar edilirler.
  • Şikâyet üzerine Cumhuriyet savcısı suç konusu eşya ile ilgili olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre elkoyma koruma tedbirinin alınmasına ilişkin gerekli işlemleri yapar. Cumhuriyet savcısı ayrıca, gerek görmesi hâlinde, hukuka aykırı olarak çoğaltıldığı iddia edilen eserlerin çoğaltılmasıyla sınırlı olarak faaliyetin durdurulmasına karar verebilir. Ancak, bu karar yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulur. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan karar hükümsüz kalır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
  • Bu aşamada, 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) no’lu bendinde ve 81. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan suçların konuları, unsurları, mağdurları, failleri ve bu suçlar ile korunmak istenilen hukuki değerlerin kısaca irdelenmesinde fayda bulunmaktadır.
    5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 71. maddesinde düzenlenen “Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz” suçlarının maddi konusu suçun üzerinde gerçekleştiği fiziksel varlığı ifade eden eser, icra, fonogram veya yapımlar ile hukuka aykırı şekilde işlenen veya çoğaltılan eserler, hukuki konusu ise eser sahiplerinin manevi ve mali hakları ile bağlantılı haklarının korunmasıdır.
  • 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçun unsurunu oluşturan seçimlik hareketler iki grup hâlinde düzenlenmiştir.
  • Birinci grup seçimlik hareketler; eser, icra, fonogram veya yapımlar yönünden hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın “işlemek”, “temsil etmek”, “çoğaltmak”, “değiştirmek”, “dağıtmak”, “her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletmek” ve “yayımlamak”,
  • İkinci grup seçimlik hareketler ise hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri “satışa arz etmek, satmak, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yaymak”, “ticari amaçla satın almak”, “ithal veya ihraç etmek”, “kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurmak ya da depolamak” eylemleridir.
  • Suçun mağduru ise, manevi, mali veya bağlantılı hakların sahibi olan kişi veya kişiler olup, Kanun’un 75. maddesi uyarınca bu suçtan soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlıdır.
  • Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz suçunun faili açısından kanun koyucu herhangi bir sınırlama getirmemiş olup, bu suçun faili herkes olabilir.
  • 5728 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler sonucunda 5846 sayılı Kanun’un 81. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen suçun maddi konusu ise; her koşulda bandrol yapıştırılması zorunlu olan sinema ve müzik eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ve süreli olmayan yayınlar ile eser veya hak sahiplerinin talepleri üzerine bandrol yapıştırılması zorunlu olan kolay kopyalanmaya müsait diğer eserlerin çoğaltılmış nüshalarıdır. Suçun maddi konusu itibarıyla “Bandrol alınması zorunlu eserleri bandrol almaksızın çoğaltıp satışa arz etme, satma, dağıtma veya ticari amaçla satın alma ya da kabul etme” eylemlerinin suç olarak düzenlediği anlaşılmaktadır.
  • Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Kanun koyucu, suç oluşturan hareketleri iki grup hâlinde düzenlemiştir. İlk gruptaki hareket şekli; bandrol alınması zorunlu eserlerin bandrol alınmaksızın çoğaltılıp satışa arz edilmesi, satılması veya dağıtılmasıdır. İlk hareket şeklinin suç oluşturabilmesi için sadece çoğaltma eylemi yeterli değildir. Çoğaltılan eserin bandrolsüz olarak satışa arz edilmesi, satılması veya dağıtılması da gerekmektedir. Bu gruptaki seçimlik hareketler birden çok hareketli suç görünümündedir. İkinci gruptaki hareket şekli ise; başkası tarafından bandrol yükümlülüğüne aykırı davranılarak bandrolsüz olarak çoğaltılmış eser nüshalarının fail tarafından ticari amaçla satın alınması ya da kabul edilmesidir. Burada failin ayrıca çoğaltma hareketini gerçekleştirmesi veya bu harekete katılması zorunlu olmayıp, satın alan/kabul eden kimsenin cezalandırılabilmesi için “ticari amaç”la hareket etmesi gerekmektedir. Kişisel kullanım amacıyla yapılan satın alma/kabul etme eylemleri suç teşkil etmeyecektir. Bu gruptaki seçimlik hareketler ise serbest ve tek hareketli suç niteliğindedir.
  • Suçun Mağduru
  • Suçun mağduru ise toplum yani kamudur. Kanun koyucunun, bandrol uygulamasıyla fikrî haklar dünyasının ekonomik yönünü gözeterek bandrol uygulamasına aykırı davranılmasını devletin mevzuat ile oluşturduğu idari düzene yönelik işlenmiş bir suç olarak düzenlemesi karşısında, bu suçlarda mağdurun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğunun kabulü gerekmektedir. Öyle ki; eser sahipleri ve bağlantılı hak sahipleri dahi eserlerinin bandrolsüz nüshalar hâlinde satışını gerçekleştiremeyeceklerdir. Sahibinin izni ile yasal şekilde çoğaltılmış nüshalar, eser sahibi ya da yetki verdiği kişilerin bandrol talep etmelerinden ve nüshalara bandrol yapıştırılmasından sonra piyasaya sürülebilecektir.
  • Nitekim öğretide de, bu suçlarda mağdurun toplumu oluşturan bireyler olduğu açıkça vurgulanmıştır (Yılmaz Yazıcıoğlu, Fikri Mülkiyet Hukukundan Kaynaklanan Suçlar, İstanbul, 2009, s.450-451; Kerim Çakır, Bandrol Yükümlülüğüne Aykırılık Suçları, Ceza Hukuk Dergisi, sayı 16, Ağustos 2011, s.159.).
  • Görüldüğü gibi, 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 81. maddesinde hem eser sahiplerinin hakları korunmaya çalışılmış hem de devletin kayıt dışı ekonomi ile zarara uğraması engellenmek istenmiştir. Bu amaçla kanun koyucu fikir ve sanat eserleri için kamusal açıdan koruma mekanizması oluşturmuş ve bu mekanizmaya aykırı fiilleri de hukuka aykırı kabul ederek cezalandırma yoluna gitmiştir.
  • Suç, eser sahibi veya eser sahibinden hakları devralan yasal hak sahibi ya da hak sahibi olmayan herhangi bir kişi tarafından bandrol alınması zorunlu eserin bandrol alınmaksızın çoğaltılıp satışa arz edilmesi, satılması ya da dağıtılması suretiyle işlenebilir. Yine bandrolsüz olarak çoğaltılıp satışa arz edilen, satılan ya da dağıtılan eseri ticari amaçla satın alan veya kabul eden kişiler de bu suçun faili olabilirler.
  • 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 81. maddesinin dördüncü fıkrasında sayılan ve suç oluşturan eylemlerin, bandrol alınması zorunlu eserler bakımından ister bandrol yükümlüsü olan (eser veya hak sahibi) kişiler isterse bandrol yükümlüsü olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilmesinin mümkün olması, “bandrol yükümlülüğüne aykırı” ibaresinin “bandrolsüz” ifadesini de kapsayıcı nitelikte bulunması, madde metninde “bandrol yükümlülüğüne aykırı” ya da “bandrolsüz” şeklinde yazılan ibareler ile farklı fail gruplarına işaret edildiği şeklindeki bir sınırlandırmayı haklı saydıracak bir düzenleme bulunmadığı gibi 5846 sayılı Kanun’un 81. maddesinin dördüncü fıkrasında suç oluşturan eylemler sayıldıktan sonra bu eylemleri işleyen “…kişi” ifadesine yer verilmesi nedeniyle bu ifade şeklinin kanun koyucunun failde herhangi bir özellik aramadığını açıkça göstermesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, bu suçun özgü suç olmadığı ve herkes tarafından işlenebilecek bir suç olduğu anlaşılmaktadır.
  • Öte yandan, 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 81. maddesinin on üçüncü fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilerek, bandrol yükümlülüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi hâlinde, fail hakkında sadece 71. maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince cezaya hükmolunacağı ancak verilecek cezanın üçte biri oranında artırılacağı hükme bağlanmıştır.
  • Kanun koyucu, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçu yanında eser sahiplerinin doğrudan zarar gördüğü durumlar için suç politikası gereği yasal olmayan yollardan çoğaltılan eserlerin yayılması ile mücadele amaçlı olarak bu türden bir artırım ile genel hükümlerdeki suçların içtimaından farklı bir düzenleme getirmiştir.
  • Bununla birlikte, bu özel fikri içtima hükmünün uygulanmasının belirli koşulları bulunmaktadır. Birinci koşul, 5846 sayılı Kanun’un 81. maddesinde düzenlenmiş olan ve bandrol yükümlülüğüne aykırılık olarak nitelendirilebilecek bir suçun varlığıdır. İkinci koşul, bu suçun bir eser ile ilişkilendirilebilmesidir. Üçüncü koşul, bu suçun maddi konusunu oluşturan eser ile ilgili olarak 5846 sayılı Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bent.
  • 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suç, aynı Kanun’un 75. maddesi uyarınca şikâyete tabi olduğundan hak sahibinin şikâyetçi olması gerekmekte olup, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçuna konu eserin aynı zamanda şikâyete konu edilen eser ile aynı eser olması hâlinde bu özel içtima hükmünün uygulanması, şikâyetin bulunmadığı durumlarda ise özel içtima hükmü dikkate alınmayarak resen kovuşturmaya tabi olan 81. madde uyarınca uygulama yapılması gerekmektedir.
  • Öğretide de, bandrol yükümlülüğüne aykırılık olarak nitelenebilecek bir suçun işlenmesi, bu suçun bir eserle ilişkilendirilebilmesi, suçun maddi konusunu oluşturan aynı eser ile ilgili olarak Kanun’un 71. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında bir suçun işlenmesi ve hak sahibi veya sahiplerinin şikâyette bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde 5846 sayılı Kanun’un 81. maddesinin on üçüncü fıkrasındaki özel içtima kuralının uygulanması gerektiği vurgulanmıştır (Levent Yavuz-Türkay Alıca-Fethi Merdivan, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 2876-2877.).
  • Gelinen bu aşamada 5846 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun’la değişik 75. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının da irdelenmesi gerekmektedir.
  • Madde içeriğinde şikâyet, hak sahiplerine bildirim, el koyma ve faaliyetin durdurulması hususları düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası ile Kanun’un 71 ve 72. maddelerinde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete tabi kılınmıştır. Hak sahipleri veya üyesi oldukları meslek birliklerinin şikâyet hakkına sahip oldukları kabul edilmiştir. Yapılan şikâyetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahipleri veya üyesi oldukları meslek birliklerinin şikâyet süresi içerisinde haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekmektedir. Aksi hâlde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Gerçekten de Kanun’un 75. maddesinin birinci fıkrasının şikâyet yönünden genel hükümlere ek bir koşul öngördüğü anlaşılmaktadır.
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 5237 sayılı TCK’ya göre özel bir kanun olup, genel kanun olan TCK’nın “Özel kanunlarla ilişki” başlıklı 5. maddesi “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” biçiminde düzenlenmiştir. Bu madde metni uyarınca şikâyet süresi TCK’nın genel hükümlerine göre belirlenecektir.
  • 5237 sayılı TCK’nın “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar” başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; “(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
  • (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
  • 5846 sayılı Kanun’da şikâyet süresi düzenlenmediğinden TCK’nın 73. maddesinin birinci fıkrası uyarınca şikâyet süresi altı ay olup bu süre aynı Kanun’un ikinci fıkrası uyarınca şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.
  • 5846 sayılı Kanun’un 75. maddesinin 2. fıkrasında hak sahiplerine bildirim yükümlülüğü öngören bir düzenlemeye yer verilmiştir. Böylece soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olan Kanun’un 71 ve 72. maddelerinde sayılan suçlar dolayısıyla başta Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri olmak üzere ilgili gerçek ve tüzel kişiler tarafından, eser üzerinde manevi ve malî hak sahibi kişilerin şikâyet haklarını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla durumdan haberdar edilmeleri gerektiği kabul edilmiştir.
  • Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
  • İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Yeşilköy Mahallesi, Çiroz Halk Pazarında 03.11.2010 tarihinde sanığın seyyar tezgâh üzerinde bandrolsüz ve hukuka aykırı olarak çoğaltılmış film ve oyun içerikli CD/DVD satışı yaptığının tespiti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 28.03.2011 tarihinde Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğine mail gönderilerek şikâyet hakkının kullanılmasını sağlamak için meslek birliğinin durumdan haberdar edildiği, sanık hakkında 04.10.2011 tarihinde kamu davası açıldıktan sonra Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin vekili aracılığıyla 01.11.2011 havale tarihli şikâyet dilekçesi ile sanıkta ele geçirilen materyallerin içerisinde bulunan “Ağır Roman” ve “Şellale” isimli sinema eserleri bakımından şikâyetçi oldukları olayda;
  • Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin vekili aracılığıyla sunduğu şikâyet dilekçesi üzerinde tarih bulunmaması, dilekçenin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ibraz edilmesi sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca dilekçenin 01.11.2011 tarihinde havale edilerek gönderilmesi, Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi hâkimi tarafından da dilekçenin 06.12.2011 tarihinde havalesi yapılarak dosya içerisine alınması ve 08.02.2012 tarihli ikinci celsede de anılan şikâyet dilekçesinin dosyaya sunulduğunun belirtilmesi, 20.03.2012 tarihinde katılan vekilinin talimat mahkemesinde alınan ifadesinde hak sahipliği belgelerini mahkemesine gönderdiklerini beyan etmesine rağmen dilekçenin gönderildiği tarihe ilişkin herhangi bir bilgi vermemesi ve Özel Dairenin şikâyetin süresinde yapılmadığı yönündeki bozma ilamından sonra şikâyetin süresinde olduğu yönünde herhangi bir iddiasının bulunmaması, şikâyet dilekçesi ekinde bulunan genel vekaletnamenin harçlandırılması işlemiyle şikâyet dilekçesinin ibraz edilmesinin aynı tarihte yapılmasının zorunlu olmaması sebebiyle şikâyet dilekçesinin, vekaletnamenin harçlandırıldığı 07.09.2011 tarihinde ibraz edilmesine rağmen geç havale edildiği yönündeki gerekçeyi doğrulayacak herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması hususları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğine 28.03.2011 tarihinde bildirim yapılmasına rağmen anılan meslek birliği vekilince 6 aylık şikâyet süresinden sonra 01.11.2011 tarihinde şikâyetçi olunup hak sahipliğine ilişkin belgelerin ibraz edildiği anlaşıldığından sanık hakkında 5728 sayılı Kanun’la değişik 5846 sayılı Kanun’un 81/4 maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken aynı Kanun’un 71/1 ve 81/13. maddelerince cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.
  • Öte yandan, Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin 6 aylık şikâyet süresinden sonra hak sahibi olduğunu kanıtlayan belgeleri ibraz ederek şikâyetçi olması sebebiyle anılan meslek birliğinin davaya katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Ceza Genel Kurulu         

2017/478 E.  ,  2020/129 K.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours