Sanığın kamuya açık alanda mağduru ısrarla takip edip, onun bilgisi dışında görüntülerini video olarak kaydettiği olayda; görüntünün kaydı yoluyla özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşmuştur ve telefonun müsaderesi de yerindedir.

✏️ Sanığın ikrarına ve dosya kapsamına göre, sanık ...’in, caddede yürümekte olan mağdur ...’yı ısrarla takip edip, kamera fonksiyonunu aktif hale getirdiği cep telefonunun çekim yönünü, mağdura doğru odaklayarak, onun bilgisi dışında görüntülerini video olarak kaydettiği ve ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalanıp, sanığa ait cep telefonununda inceleme yapılması sonucunda mağdurun ve kimlikleri tespit edilemeyen diğer kadınların arkalarından görüntülendiği toplam 6 adet video ile ikişerli halde birlikte yürüyen kadınların önden habersizce çekilmiş 2 adet fotoğrafının tespit edildiği olayda;
  • ÖZET;
  • Özel hayat kavramının; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olaylarını ve bilgilerin tamamını içermesi karşısında, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibinin geçerli olduğu ve kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntüsünün veya sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterdiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı nazara alınarak, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin görüntülerini rızası dışında kaydeden sanık hakkında, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına ve suçun işlenmesinde kullanılan sanığa ait bir adet cep telefonunun TCK’nın 54/1. madde ve fıkrası gereğince müsaderesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Karar İçeriği

Yargıtay 12. Ceza Dairesi        

2019/1003 E.  ,  2020/1418 K.


“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK’nın 134/1, 134/1-2, 62, 53/1, 54/1. maddeleri gereğince mahkumiyet


Görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın ikrarına ve dosya kapsamına göre, sanık …’in, caddede yürümekte olan mağdur …’yı ısrarla takip edip, kamera fonksiyonunu aktif hale getirdiği cep telefonunun çekim yönünü, mağdura doğru odaklayarak, onun bilgisi dışında görüntülerini video olarak kaydettiği ve ihbar üzerine kolluk görevlilerince yakalanıp, sanığa ait cep telefonununda inceleme yapılması sonucunda mağdurun ve kimlikleri tespit edilemeyen diğer kadınların arkalarından görüntülendiği toplam 6 adet video ile ikişerli halde birlikte yürüyen kadınların önden habersizce çekilmiş 2 adet fotoğrafının tespit edildiği olayda;
Özel hayat kavramının; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olaylarını ve bilgilerin tamamını içermesi karşısında, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibinin geçerli olduğu ve kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntüsünün veya sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterdiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı nazara alınarak, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin görüntülerini rızası dışında kaydeden sanık hakkında, TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına ve suçun işlenmesinde kullanılan sanığa ait bir adet cep telefonunun TCK’nın 54/1. madde ve fıkrası gereğince müsaderesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasına, erteleme hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 12.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours