
- ➡️ İhtiyaç Nedeniyle Tahliye İhtarname Örneği
- ➡️ Kiracının Tahliyesi Dava Dilekçe Örneği-Kira Borcunun Ödenmemesi Sebebiyle
- ➡️ Tahliye Taahhüdüne Dayalı Tahliye İcra Emrine İtiraz Dilekçe Örneği
- ➡️ Tahliye Taahhüdüne Dayalı Tahliye Davası Cevap Dilekçesi Örneği
- ➡️ Tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi açık bir şekilde belirtilmemişse tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemez.
- ➡️ Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir.
- ➡️ Kiracının Tahliyesi Nasıl Yapılır?
- ➡️ Kiralayan kira sözleşmesinde belirlenen kira artış oranından daha fazla zam yapabilir mi?
- ➡️ İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI YARGITAY KARARLARI
- ÖZET:
- ➡️ Mahkemece davalı ile 01/12/2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmede taşınmazın 01/12/2014 tarihinde tahliyesine ilişkin davalıdan tahliye taahhüdü alındığı, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin aynı tarihte alınması halinde taahhütnamenin geçerli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
- Taraflar arasında 01.11.2008 tarihli, beş yıl süreli ve 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalı tarafından sözleşmelere ilişkin imza inkarında bulunulmamıştır.
- ➡️ Taahhüt yenilenen sözleşmenin 22. maddesinde yer almış olup bu sözleşmenin özel kısımlar bölümüne yazılmış olması taahhüdü geçersiz kılmaz.
- Davalının 01.11.2008 tarihinden itibaren kiracı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda taahhüt yasal unsurları taşınmakta olup takipte süresinde yapıldığına göre davanın kabulü ile itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir
Karar İçeriği
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
2015/5771 E. , 2016/1190 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra , dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ilk olarak 01.11.2008 tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, daha sonra 18.11.2013 tanzim, 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 22. maddesinde kiracının 01.12.2014 tarihinde kiralananı tahliye edeceğinin kararlaştırıldığını ancak davalının tahliye etmediğini, 12.12.2014 tarihinde icra takibi yaptıklarını davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ve vekili itirazlarında ve yargılama sırasındaki savunmalarında davalının ayrı bir tahliye taahhüdü vermediğini, sözleşme içerisinde yazılan ek kısmın tahliye taahhüdü niteliğinde olmadığını, sözleşmenin uzatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı ile 01/12/2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmede taşınmazın 01/12/2014 tarihinde tahliyesine ilişkin davalıdan tahliye taahhüdü alındığı, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin aynı tarihte alınması halinde taahhütnamenin geçerli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.11.2008 tarihli, beş yıl süreli ve 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalı tarafından sözleşmelere ilişkin imza inkarında bulunulmamıştır. Taahhüt yenilenen sözleşmenin 22. maddesinde yer almış olup bu sözleşmenin özel kısımlar bölümüne yazılmış olması taahhüdü geçersiz kılmaz. Davalının 01.11.2008 tarihinden itibaren kiracı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda taahhüt yasal unsurları taşınmakta olup takipte süresinde yapıldığına göre davanın kabulü ile itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi