Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercisince, esas bakımından değerlendirme yapılması gerekir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercisince, esas bakımından (suçun sübutu, nitelendirilmesi vb. konularda) değerlendirme yapılması gerekir.

İLGİLİ;

➡️ HAGB  Kararı Alan Kişi Memurluktan Çıkarılabilir mi?

➡️ HAGB kararı hukuk hakimini bağlar mı?

➡️ Avukat sanık adına hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanda bulunabilir mi?

➡️ Sanığın yokluğunda verilen HAGB kararının mernis adresine doğrudan T.K'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi halinde süresinin işlemeye başlar mı?

➡️ Hükmün Açıklamasının Geri Bırakılması Kararı Hukuk Hakimini Bağlar mı?
  • ÖZET;
  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 17.02.2022 günlü, 2019/7-90 esas ve 2022/98 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercisince, CMK’ın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığına dair yapılacak şekli denetim dışında öncelikle dava zaman aşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi, zaman aşımının gerçekleşmediğinin anlaşılması hâlinde ise esas bakımından (suçun sübutu, nitelendirilmesi vb. konularda) değerlendirme yapılması, bu bağlamda açıklanmayan hükümlerin içeriğindeki hukuka aykırılıkların değerlendirilmesi gerekir.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi         

2022/2357 E.  ,  2022/15478 K.

“İçtihat Metni”



Çevreyi kasten kirletmek suçundan sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 181/1, 62. ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mala zarar verme suçundan beraatine dair Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli ve 2014/40 esas, 2016/497 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/25666 esas, 2018/1605 karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılama sonunda, sanık …’nın, çevreyi kasten kirletmek ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Kanunun 151/2, 21/2, 181/1, 62. ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para ve 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, çevreyi kasten kirletme suçu yönünden verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına; dair Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2018/322 esas, 2020/84 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Dinar Ağır Ceza Mahkemesinin 22/06/2020 tarihli ve 2020/159 değişik iş sayılı kararı ile;
Çevreyi kasten kirletmek suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 181/1, 62. ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına, mala zarar verme suçundan beraatine dair Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2016 tarihli ve 2014/40 esas, 2016/497 kararına karşı hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Dinar Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/168 değişik iş sayılı kararı ile beraat kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/25666 esas, 2018/1605 karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmesini müteakip, yeniden yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanunun 151/2, 21/2, 62. ve 52. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2018/322 esas, 2020/84 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığının 01.04.2021 gün ve 94660652-105-03-12831-2020-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.04.2021 gün ve 2021-47469 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,

MEZKUR İHBARNAMEDE;

Sanıklar hakkında verilen karar, cezanın miktar ve nev’i itibarıyla kesin nitelikte ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/10/1993 tarihli ve 2-187/222 sayılı kararı ile 10/03/2009 tarihli ve 2009/2-43 esas, 2009/56 sayılı kararında belirtildiği üzere, tür ve miktarı itibarıyla kesin olan kararların dahi suç vasfına yönelik temyizi halinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla ve bu hususla sınırlı olarak Yargıtay denetimine tabi olacakları nazara alındığında,
Ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/02/2018 tarihli ve 2017/25666 esas, 2018/1605 karar sayılı ilâmında yer alan, “1- Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, dosyanın, üniversitelerin su ürünleri, çevre mühendisliği, kimya mühendisliği bölümlerinde çalışan öğretim üyesi bilirkişileri ile veterinerlik fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetlere ayrı ayrı tevdi edilerek, Sanık … ‘ya yüklenen eylemde TCK’nın 181/1. maddesi uyarınca ilgili kanun ve yönetmeliklerle belirlenen hangi teknik usullere aykırı olarak atıkların suya kasten verildiğinin ve olay kapsamında atık su dahilindeki KOİ değerlerinin yüksek çıkması sebebinin belirlenmesi suretiyle, sanık …’nın yüklenen eyleminden kast ya da taksir şeklindeki kusurluluk türlerinden hangisinden sorumlu olacağının tartışılması, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi,
2- Mala zarar verme suçu açısından, katılana ait balık çiftliğinde meydana gelen toplu balık ölümleri ile su kirliliği arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda rapor alındıktan sonra, sonucuna göre sanıklar … ve …’in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, konusunda uzman olmayan bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporuna dayanılarak noksan inceleme ile hükümler kurulması” şeklindeki gerekçelerle bozma kararı verilmesi üzerine yeniden yapılan yargılamada mahkemece … Üniversitesi Rektörlüğünde görevli bilirkişiler tarafından ortak şekilde tek bir bilirkişi raporu düzenlenmiş olduğu, dosyanın anılan Yargıtay bozma ilamı gereğince ayrı ayrı bilirkişi heyetlerine tevdi edilmediği gibi meydana gelen zarar ile sanıkların eylemleri arasında illiyet bağının bulunduğuna ilişkin yeterli değerlendirmenin yapılmadığının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında çevreyi kasten kirletmek ve mala zarar verme suçlarından … şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesinde ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara yönelik itirazların kabulü yerine, reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 17.02.2022 günlü, 2019/7-90 esas ve 2022/98 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercisince, CMK’ın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığına dair yapılacak şekli denetim dışında öncelikle dava zaman aşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi, zaman aşımının gerçekleşmediğinin anlaşılması hâlinde ise esas bakımından (suçun sübutu, nitelendirilmesi vb. konularda) değerlendirme yapılması, bu bağlamda açıklanmayan hükümlerin içeriğindeki hukuka aykırılıkların değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda, sanıklar … ve … haklarında çevreyi kasten kirletme ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara vaki itirazın kanun yararına bozma ihbarında belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, reddine karar verilmesi isabetsiz ve bu karara karşı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüş olduğundan KABULÜ ile Dinar Ağır Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarihli ve 2016/168 değişik iş sayılı kararı ile Dinar Ağır Ceza Mahkemesinin 22/06/2020 tarihli ve 2020/159 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi gereğince, yine Dinar Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2018/322 esas, 2020/84 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours