➡️ Adli Tatilde Görülen Dava ve İşler-HMH 103. Madde

➡️ Anlaşmalı boşanma davası adli tatilde görülebilir mi?

➡️ İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davalar adli tatilde de görülebildiğinden temyiz süresi adli tatil içinde işlemeye devam eder.

➡️ İşverenin açtığı alacak davasının HMK’nun 103. maddesinde sayılan adli tatilde görülecek dava ve işlerden olmadığı…

➡️ Adli tatil süresi içerisinde yapılan tebliğ geçerli olup, tebliğin adli tatilde yapılması halinde süreler işlemez ve temyiz süresi adli tatilin bittiği günden itibaren başlar.

hizmet tespiti istemine

  • ÖZET;
  • ➡️ 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuz’da başlar, otuz bir Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül’de başlar.”
  • ➡️ Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi. “(1 )Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:…
  • ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
  • h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler …
  • (4) Bu madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
  • 104. maddesi, “(l) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemelerini içermektedir.
  • ➡️ 7036 sayılı Kanun’un 7/5. maddesinde “Kanun yoluna başvurulan kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
  • ➡️ Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda temyiz başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.
  • ➡️ Eldeki hizmet tespiti istemine ilişkin davada;…Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince verilen karar, fer’i müdahil Kurum vekiline 22.07.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, temyiz ise 27.08.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu duruma göre davada iki haftalık temyiz süresi geçtmiştir.
  • İş Mahkemelerinde Temyiz Süresi Kaç Gün?
  • İş Mahkemeleri Kanunu özel kanun niteliğinde olup öncelikle bu kanunda bir temyiz süresi belirtilmiş ise bu sürenin uygulanması gerekmektedir. İş mahkemelerince veya iş mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz süresi 30.01.1950 gün ve mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 02.03.2005 gün ve 5308 sayılı Kanunla değişmeden önceki 8. maddesine göre sekiz gündür.
  • Yine mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesine göre 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 5308 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
  • 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddenin 3 ve 4. fıkrasına göre “12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.”
  • HMK’nın 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 361/1. maddesine göre “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir”
  • 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda katılma yolu ile temyize ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak anılan Yasanın 15. maddesi, İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağını düzenlemektedir. İş mahkemelerine özgü kurallar dışında, dava açılmasıyla başlayan bütün yargılama işlem ve yöntemlerinde olduğu gibi iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmalarda, HMUK hükümlerinin aynen uygulanması gerekir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 433/2. fıkrası gereğince karşı taraf, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir. Yargıtay 16.06.1975 gün ve 1975/6-8 E. – K. sayılı İBK kararından da aynı sonuç çıkmaktadır (HGK 16.11.2016 tarih 2014/22-1260 E. – 2016/1068 K.). Belirtilen hüküm yine 5236 sayılı Kanunla eklenen Geçici madde 2’ye göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar uygulanmasına devam olunmuştur.
  • 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesinde HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır denildiğinden katılma yolu ile temyizin de HMK’a tabi olduğu belirlenmiştir. HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 348/1. madde uyarınca, istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile iki haftalık süre içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabilir.

Karar İçeriği

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi

2020/10288 E.  ,  2021/9974 K.


“İçtihat Metni”

Bölge Adliye
Mahkemesi : …. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
…. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İş Mahkemeleri Kanunu özel kanun niteliğinde olup öncelikle bu kanunda bir temyiz süresi belirtilmiş ise bu sürenin uygulanması gerekmektedir. İş mahkemelerince veya iş mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı temyiz süresi 30.01.1950 gün ve mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 02.03.2005 gün ve 5308 sayılı Kanunla değişmeden önceki 8. maddesine göre sekiz gündür.
Yine mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesine göre 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 5308 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddenin 3 ve 4. fıkrasına göre “12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.”
HMK’nın 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 361/1. maddesine göre “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir”
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda katılma yolu ile temyize ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak anılan Yasanın 15. maddesi, İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağını düzenlemektedir. İş mahkemelerine özgü kurallar dışında, dava açılmasıyla başlayan bütün yargılama işlem ve yöntemlerinde olduğu gibi iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmalarda, HMUK hükümlerinin aynen uygulanması gerekir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 433/2. fıkrası gereğince karşı taraf, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir. Yargıtay 16.06.1975 gün ve 1975/6-8 E. – K. sayılı İBK kararından da aynı sonuç çıkmaktadır (HGK 16.11.2016 tarih 2014/22-1260 E. – 2016/1068 K.). Belirtilen hüküm yine 5236 sayılı Kanunla eklenen Geçici madde 2’ye göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar uygulanmasına devam olunmuştur.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesinde HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır denildiğinden katılma yolu ile temyizin de HMK’a tabi olduğu belirlenmiştir. HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 348/1. madde uyarınca, istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile iki haftalık süre içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, iş mahkemelerince verilen ve HUMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren 8 gün, katılma yolu ile temyiz süresi ise temyiz dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 10 gündür. Bölge Adliye Mahkemelerince verilip HMK hükümlerine göre temyiz edilen kararlarda temyiz süresi, 20.07.2016 – 24.10.2017 tarihleri arasında 8 gün, 25.10.2017 tarihinden sonra ise 2 haftadır. Katılma yolu ile temyiz süresi ise 2 haftadır.
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilirse, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar vermesi gerekir. Ancak temyiz edilen karar temyiz süresi geçtiği halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verebilecektir.
Öte yandan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuz’da başlar, otuz bir Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül’de başlar.”
Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi. “(1 )Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:…
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler …
(4) Bu madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
104. maddesi, “(l) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemelerini içermektedir.
7036 sayılı Kanun’un 7/5. maddesinde “Kanun yoluna başvurulan kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda temyiz başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.
Eldeki hizmet tespiti istemine ilişkin davada;…Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince verilen karar, fer’i müdahil Kurum vekiline 22.07.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, temyiz ise 27.08.2020 tarihinde yapılmıştır. Bu duruma göre davada iki haftalık temyiz süresi geçtiğinden temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünde REDDİNE, 08/07/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Karar İçeriği

10. Hukuk Dairesi         2020/9949 E.  ,  2021/8911 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili ile davalılardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, davalı …’nın temyiz isteğinin süresinde olmadığından reddine dair ek kararın temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davalı işverenin 25.11.2004 yılında vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak davalıların kaldığını, davacının 1994 – 2004 yıllar arasında, davalı … Tarım Ürünleri şirketinde çalıştığını, şirketin 1980’li yıllarda faaliyete başladığını, 2005-2006 yıllarına kadar … ilçesinde faaliyet gösterdiğini, ilk yıllarda şahıs firmasıyken ilerleyen yıllarda Limitet Şirketi olarak faaliyetine devam ettiğini, yılın 12 ayı bir fiil çalıştığını, davacının 1994 yılında incir sezonu açıldığında davalı işyerinde çalışmaya başladığını, aralıksız şekilde çalıştığını, ücretini yaptığı, teslim ettiği işe göre götürü usulü olarak haftalık olarak elden aldığını, davalı işverenin ölümü üzerine işe davalı eşi …’in çalıştırmaya devam ettiğini, davalı işyerinin belirli bir süre sonunda ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapandığını, davacının davalı işverenin ölümüyle işi bıraktığını, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kayıtlarına göre davacının 2001 yılında giriş yapıldığını, 46 günlük çalışma gösterildiğini, davacının 1994 yılı incir sezonu Eylül ayı başından 2004 yılı davalı işverenin vefatına kadar aralıksız olarak bir fiil çalıştığını, davacının davalıların murisi ve ortağı davalı işverenin sahibi ve işvereni olduğu davalı işyerinde 1994 yılı eylül ayı başından 2004 yılı arasında geçen ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na bildirilen hizmetler dışında kalan davalı işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na bildirilmeyen çalışmalarının tespitini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili vekili: davacının 1993/3., 1994/3., 1995/1. ve 1995/3. aylarda ve 2001/3. ayında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı hizmetinin olduğunu, davalı Kurum kayıtlarının resmi ve yazılı belge niteliğinde olduğunu, aksi kanıtların aynı nitelikte yazılı delillerle olması gerektiğini, tanıklarında davacı ile birlikte aynı dönemde davalı işyerinde çalışmış bordrolarda kayıtlı kişiler arasından seçilmesinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı …; davacının belirtmiş olduğu tarihlerde davalı işyerinin şahıs işletmesi olarak faaliyetine devam ettiğini, belirtilen sürelerde kendisinin bir sorumluluğunun olmadığını, davalı işverenin vefatından sonra 16.12.2004 tarihinde kurulan … Tarım Ürünleri şirketinde çok az hisseye sahip olduğunu, kendisinin dava dosyasından çıkarılmasını talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile;
1-Davacının, … unvanlı incir işletmesi işyerinde 11/10/1993 – 05/02/1996 tarihleri arasında toplamda 227 gün hizmet akdine bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na bildirilen süre dışında … unvanlı incir işletmesi isimli işyerinde çalıştığının tespitine,
2-Davacının, … Tarım Ürünleri Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi isimli işyerinde 01/09/1996 – 25/11/2004 tarihleri arasında toplamda 1.111 gün hizmet akdine bağlı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na bildirilen süre dışında … Tarım Ürünleri Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi isimli işyerinde çalıştığının tespitine,
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; Germencik Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 03.04.2019 tarih, 2013/475 Esas ve 2019/153 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
1-Davanın kabulü ile;
-Davacının, … unvanlı 41498.09 sicil sayılı incir işletmesi işyerinde 11.10.1993 – 05.02.1996 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak 296 gün çalıştığının, 69 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 227 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine,
-Davacının, … Tarım Ürünleri Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanlı 1027710.09 sicil sayılı işyerinde 01.09.1996 – 25.11.2004 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak 1265 gün çalıştığının, 154 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiğinin, 1111 günlük çalışmasının Kuruma bildirilmediğinin tespitine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Kurum vekili: salt davacı ikrarı ve tanık beyanları ile karar verildiğini,tanık beyanları ile hükme esas alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, çalışmanın kesintili olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
…: Bölge Adliye Mahkemesinin 25/09/2020 tarihli ek kararı ile temyiz başvurusu HMK 246. ve 366. maddeliri uyarınca reddedilen davalı tarafından yapılan ek kararın temyizi başvurusunda, temyiz isteminin süresinde olduğunu, şahıs ve şirket adına ayrı ayrı çalışmanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1-Davalı … temyizi yönünden; Temyiz olunan karar HMK 346. maddesi gereğince kanuni temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesinin 25/09/2020 tarihli ek kararıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuz’da başlar, otuz bir Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül’de başlar.”
Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi. “(1 )Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:…
ç)Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.…
h)Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler …
(4)Bu madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
104. maddesi, “(l) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemelerini içermektedir.
7036 sayılı Kanun’un 7/5. maddesinde “Kanun yoluna başvurulan kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda temyiz başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.
Eldeki davada … Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 23/07/2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, temyiz ise 10/08/2020 tarihinde vuku bulmuştur. Buna göre iki haftalık temyiz kanun yoluna başvuru süresi 07/08/2020 günü sona ermektedir. Davalı tarafından temyiz başvuru dilekçesinin 10/08/2020 tarihinde dosyaya sunulduğunun anlaşılması karşısında, usul ve kanuna uygun olan … Bölge Adliye Mahkemesinin “temyiz isteminin süreden reddine” ilişkin 25/09/2020 tarihli ek kararının onanmasına,

2-İnceleme konusu davada; davacı 1994 Eylül ayı ile 2004 yılıında Kuruma bildirilenler dışındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 11/10/1993-05/02/1996 yılları arasında … ünvanlı işyerinde, 01/09/1996-25/11/2004 tarihleri arasında da … Tarım Ürünleri Pazarlama İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Husumet konusu, Hukuk Muhakemeleri Kanunununda yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Bilindiği üzere taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HUMK m.38, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.12.2007 tarih ve 2007/5-972 Esas, 2007/972 Karar sayılı ilamı)
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinde “…maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…” hükmü düzenlenmiştir.
Somut dosyada; Mahkemece davacının … Tarım Ürünleri …Ltd.Şti. nezdinde çalıştığı yönünde hüküm kurulmuş ise de, davada ilgili şirkete husumet yöneltilmediği dolayısıyla şirketin davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının 11/10/1993-28/11/1993, 09/09/1994-04/01/1995 arasında … yanında 01/09/1996-15/11/1996, 18/09/1997-06/11/1997, 24/11/1998-15/12/1998, 22/09/1999-20/11/199, 25/09/2001-10/11/2001 arasında … Tarım Ürünleri….Ltd. Şti.’in den bildirimlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkeme kabulüne göre, ilgili limited şirket davada taraf olarak yer almadığı halde aleyhinde hüküm kurulması hatalıdır.
Bu sebeple mahkemece … Tarım Ürünleri …Ltd.Şti.’nin işverenlik sıfatı araştırılarak işveren olduğunun tespit edilmesi halinde şirkete HMK’nın 124. maddesi gereğince husumet yönetilerek davaya dahil edilmeli, göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, yapılacak inceleme ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı …’dan alınmasına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Karar İçeriği

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi         2020/9973 E.  ,  2021/8912 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi


Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, “Adli tatil, her yıl yirmi Temmuz’da başlar, otuz bir Ağustos’ta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylül’de başlar.”
Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi. “(1 )Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:

ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.

h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.

(4) Bu madde hükümleri, Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
104. maddesi, “(l) Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemelerini içermektedir.

7036 sayılı Kanun’un 7/5. maddesinde “Kanun yoluna başvurulan kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu bükümlerden de anlaşılacağı üzere istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulan kararlar hakkında ivedilikle karara bağlanması hususu yasa gereği olup buna göre söz konusu kanun yollarına başvuru sürelerinin bu bağlamda temyiz başvuru süresinin adli tatile tabi olması ve sürenin adli tatil bitim tarihinden itibaren bir hafta uzaması söz konusu olmayacaktır.
Somut olay incelendiğinde, hüküm davalı kurum vekiline 16/08/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, temyiz ise 04/09/2020 tarihinde yapılmıştır. Bu duruma göre davada 2 haftalık temyiz süresi geçtiğinden temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünde REDDİNE, 23/06/2021 gününde oybirliği ile karar verildi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir