
- ➡️ Adli Tatilde Görülen Dava ve İşler-HMH 103. Madde
- ➡️ Anlaşmalı boşanma davası adli tatilde görülebilir mi?
- ➡️ İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davalar adli tatilde de görülebildiğinden temyiz süresi adli tatil içinde işlemeye devam eder.
- ➡️ İşverenin açtığı alacak davasının HMK’nun 103. maddesinde sayılan adli tatilde görülecek dava ve işlerden olmadığı…
- ➡️ Adli tatil süresi içerisinde yapılan tebliğ geçerli olup, tebliğin adli tatilde yapılması halinde süreler işlemez ve temyiz süresi adli tatilin bittiği günden itibaren başlar.
- ÖZET ;
- ➡️ Adli tatilin sürelere etkisi” başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 104. maddesinde
- “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur.
- ➡️ Madde gerekçesinde de, “adli tatile tâbi olan, yani adli tatilde görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından tatilin etkisinin düzenlendiği, burada kastedilenin, maddî hukuka ait süreler olmayıp, zamanaşımı gibi, usul hukukundaki süreler olduğu, örneğin yirmi temmuzda başlayan onbeş günlük sürenin bitim tarihinin dört ağustos günü akşam mesai saati sonu olduğu, ancak bu tarihin tatil zamanına rastlaması nedeniyle sürenin, altı eylül gününden itibaren uzayacağı” açıklanmıştır.
- ➡️ Boşanma davaları, adli tatilde bakılabilecek kanunen “ivedilikle görülmesi” gereken dava ve işlerden değilir.
- Anlaşmalı Boşanma Davası
- ➡️ Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine göre açılan bir boşanma davası ve bu çerçevede oluşan bir boşanma kararı, çekişmesiz yargı kararı sayılamaz.
- ➡️ Adli tatilde görülemeyecek olan bir dava veya iş, taraflardan birinin isteği üzerine mahkemece “ivedilik” kararı alınmış ise, adli tatilde görülebilir. (HMK. m. 103/1-h)
- ➡️(6494 sayılı Kanunla 6100 sayılı HMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklikten önceki madde metni “Adli tatil her yıl bir ağustosta başlar, beş eylülde sona erer” şeklindedir. Gerekçe metninden de anlaşılacağı üzere uzatılması gereken bir haftalık sürenin adli tatilin sona erdiği 31 Ağustos tarihini takip eden 1 Eylül tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir.
- ➡️ HMK’nın “sürelerin bitimi” başlıklı 92/2. maddesinde süre; hafta, ay ve yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay ve yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter hükmü yer almaktadır.
- ➡️ HMK’nın 102. maddesi uyarınca adli tatilin başladığı gün 01.09.2017 tarihi olup, Cuma gününe rastgelmektedir. Bu tarihe bir hafta eklendiğinde o haftaya tekabül eden gün Cuma günü olacağından kanunen temyiz süresi 08.09.2017 tarihinde dolacaktır. ” şeklindedir.
- ➡️ Adli tatile tâbi olan, yani adli tatilde görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından tatilin etkisinin düzenlendiği, burada kastedilenin, maddî hukuka ait süreler olmayıp, zamanaşımı gibi, usul hukukundaki süreler olduğu, örneğin yirmi temmuzda başlayan onbeş günlük sürenin bitim tarihinin dört ağustos günü akşam mesai saati sonu olduğu, ancak bu tarihin tatil zamanına rastlaması nedeniyle sürenin, altı eylül gününden itibaren uzayacağı” açıklanmıştır.
- ➡️ Somut olayda davacı – davalı erkeğin 08.09.2020 tarihinde yapmış olduğu istinaf başvurusunun süresinde olduğu sabit olduğuna göre mahkemenin 10.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak süresinde olan istinaf dilekçesinin incelenerek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
2021/2526 E. , 2021/3729 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından 10.09.2020 tarihli istinaf talebinin reddine ilişkin ek karar ile bölge adliye mahkemesinin verdiği ret kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece 10.09.2020 tarihli ek karar ile; davacı-davalı vekili tarafından mahkemeye sunulan 08.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinin süresinde olmadığından bahisle HMK m. 104 uyarınca istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı-davalı erkek ek kararı ve her iki davayı istinaf etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının davacı-davalı erkeğe 12.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, erkeğin ise 08.09.2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu ve istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçe gösterilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Dosya incelendiğinde ilk derece mahkemesi kararının davacı-davalı erkeğe 12.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, erkeğin ise 08.09.2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/20-2873 esas ve 2017/1449 karar sayılı ilamı; ” İşin esasına geçilmeden önce Hukuk Genel Kurulu kararının, davacılar ve birleşen dosya davacıları vekiline 01.08.2017 günü tebliğ edilmiş olması karşısında, 08.09.2017 günlü karar düzeltme isteminin süresinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 104) olup olmadığı hususu öncelikli olarak görüşülüp tartışılmıştır.
“Adli tatilin sürelere etkisi” başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 104. maddesinde “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.” düzenlemesi mevcuttur. Madde gerekçesinde de, “adli tatile tâbi olan, yani adli tatilde görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından tatilin etkisinin düzenlendiği, burada kastedilenin, maddî hukuka ait süreler olmayıp, zamanaşımı gibi, usul hukukundaki süreler olduğu, örneğin yirmi temmuzda başlayan onbeş günlük sürenin bitim tarihinin dört ağustos günü akşam mesai saati sonu olduğu, ancak bu tarihin tatil zamanına rastlaması nedeniyle sürenin, altı eylül gününden itibaren uzayacağı” açıklanmıştır. (6494 sayılı Kanunla 6100 sayılı HMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklikten önceki madde metni “Adli tatil her yıl bir ağustosta başlar, beş eylülde sona erer” şeklindedir. Gerekçe metninden de anlaşılacağı üzere uzatılması gereken bir haftalık sürenin adli tatilin sona erdiği 31 Ağustos tarihini takip eden 1 Eylül tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir. HMK’nın “sürelerin bitimi” başlıklı 92/2. maddesinde süre; hafta, ay ve yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay ve yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter hükmü yer almaktadır. HMK’nın 102. maddesi uyarınca adli tatilin başladığı gün 01.09.2017 tarihi olup, Cuma gününe rastgelmektedir. Bu tarihe bir hafta eklendiğinde o haftaya tekabül eden gün Cuma günü olacağından kanunen temyiz süresi 08.09.2017 tarihinde dolacaktır. ” şeklindedir. Somut olayda davacı – davalı erkeğin 08.09.2020 tarihinde yapmış olduğu istinaf başvurusunun süresinde olduğu sabit olduğuna göre mahkemenin 10.09.2020 tarihli istinaf dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak süresinde olan istinaf dilekçesinin incelenerek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: İlk derece mahkemesinin 10.09.2020 tarihli ek kararının ve bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple kaldırılmasına, davacı-davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın süresinde olan istinaf itirazlarının incelenmek ve sonucu uyarınca karar verilmek üzere ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.05.2021 (Pzt.)