
- 4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
- İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İşçinin aldığı ücret miktarının sonradan düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz.
- Davacının ücret düşürülmesine muvafakat ettiği yönünde yazılı onayı olmayıp, ücretin düşürülmesine rağmen davacı işçinin suskun kalarak çalışmaya devam etmesi hali, bu değişikliğe muvafakat ettiği anlamına da gelmez. O halde davacının rızası olmaksızın ücretinin düşürülmesi esaslı değişiklik olup, davacının bu değişikliği yazılı onayı ile kabul ettiği ispatlanamadığından davacının iş sözleşmesinde belirlenen ücretleri esas alınarak, ödenen ücretler mahsup edilmek suretiyle fark ücret alacağı değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Karar İçeriği
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi
2017/20843 E. , 2019/5413 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının 15/07/2010 tarihinde davalı işyerinde sorumlu yönetici olarak işe başladığını, 15/04/2014 tarihine kadar kesintisiz çalıştığı, davacının işyerinde maruz kaldığı istifaya zorlama amaçlı baskılar, maaşlarının tam ve düzenli yatırılmaması nedeniyle iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, çalıştığı süre boyunca yalnızca yedi gün izin kullandığını, ücretlerinin eksik ödendiğini belirterek kıdem tazminatı ile ücret farkı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 16/07/2010 tarihinden itibaren gıda mühendisi olarak davalı şirkette çalıştığını, çalışmasına devam ettiği süre boyunca ücretlerinin net ve düzenli şekilde ödendiğini, ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığını, tarafların karşılıklı iradeleri sonucu ücretin düşürülmesi ve uzun süre bu şekilde devam etmesi nedeni ile İş Kanunu’nun 60. Maddesine aykırılık oluşturmayacağını, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, işyerinde baskı uygulandığına dair iddiaların asılsız olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının ücret alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İşçinin aldığı ücret miktarının sonradan düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşçinin açıkça onay vermediği esaslı değişiklikler işçiyi bağlamaz.
Somut olayda, davacı ücretinin iş sözleşmelerinde belirtilen ücretten eksik yatırıldığını belirterek fark ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Her ne kadar Mahkemece on altı ay boyunca eksik maaş ödenmesine rağmen davacının aynı işi yapmaya devam etmesinin olağan akışa aykırı olduğu, ücretinin azaltılmasına ilişkin işverenin davranışını zımni veya sarih olarak kabul ettiği gerekçesi ile fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de;dosya kapsamında, davacının ücret düşürülmesine muvafakat ettiği yönünde yazılı onayı olmayıp, ücretin düşürülmesine rağmen davacı işçinin suskun kalarak çalışmaya devam etmesi hali, bu değişikliğe muvafakat ettiği anlamına da gelmez. O halde davacının rızası olmaksızın ücretinin düşürülmesi esaslı değişiklik olup, davacının bu değişikliği yazılı onayı ile kabul ettiği ispatlanamadığından davacının iş sözleşmesinde belirlenen ücretleri esas alınarak, ödenen ücretler mahsup edilmek suretiyle fark ücret alacağı değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 07.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
- Kira Fark Alacağına İlişkin Alacak Davası; Tarafların Özgür İradeleri ile Kararlaştırdıkları Kira Sözleşmesimdeki Artış Kartına İlişkin Hükümlerin Uygulanması Gerektiği…Tarafların Özgür İradeleri ile Kararlaştırdıkları Kira Sözleşmesimdeki Artış Kartına İlişkin Hükümlerin Uygulanmadı Gerektiği…
- AİHM temyiz mahkemesi olmayıp kural olarak delil değerlendirmesi yapamaz. Ancak “keyfilik” ve “açık hata” AİHM’in temyiz mahkemesi olmama kuralının istisnalarıdır.keyfilik” ve “açık/bariz hata” halleri AİHM in bir temyiz mahkemesi olmama kuralınn istisnalarını oluşturmaktadır
- AİHM, Yalçınkaya Kararını Açıkladı.AİHM, Yalçınkaya Kararını Açıkladı.
- Mahpusların haberleşme hürriyetiAnayasa Mahkemesi’nin hükümlü ve tutukluların haberleşme hürriyeti hakkındaki (Gülşan Adet, … Devamını oku
- AİHM; tutuklunun mektuplarının taranarak UYAP’a kaydedilmesi Özel ve Aile Hayatı’nın ihlalidir.AİHM; tutuklunun mektuplarının taranarak UYAP’a kaydedilmesi Özel ve Aile Hayatı’nın ihlalidir.
- Anayasa Mahkemesi: Ceza infaz kurumlarının fiziki ve tıbbi imkânlarının sağlık durumuna uygun olmamasına dayalı şikâyetler kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmektedirAnayasa Mahkemesi’nin (Hasan Basri Yıldız, B. No: 2019/21893, 2/5/2023, § … Devamını oku
- Anayasa Mahkemesi’nden hükümlü ve tutukluları yakından ilgilendiren ihlal kararıCeza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklular, Anayasa’da düzenlenen … Devamını oku
- İşçi genel tatilde çalışmaya zorlanamaz. Genel tatilde çalışmaya zorlanan işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir.İşçi genel tatilde çalışmaya zorlanamaz. Genel tatilde çalışmaya zorlanan işçi iş akdini haklı nedenle feshedebilir.
- Ek MTV AYM Gündeminde : Anayasa Mahkemesi 28 Eylül Perşembe Günü Ek MTV Düzenlemesini Esastan Görüşecek.Ek MTV AYM Gündeminde : Anayasa Mahkemesi 28 Eylül Perşembe Günü Ek MTV Düzenlemesini Esastan Görüşecek.
- 23 EYLÜL 2023 TARİHLİ 52. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESi ; 27 Eylül Çarşamba günü, meslektaşımızın katlediği Bodrum’da Baro Başkanları ve meslektaşlarımızla yürüyüş yapılarak, ortak basın açıklaması gerçekleştirilecektir.23 EYLÜL 2023 TARİHLİ 52. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESi … Devamını oku
- Cevap Dilekçesi Sunulmamasının SonuçlarıCevap Dilekçesi Sunulmamasının Sonuçları
- Yalçınkaya kararı sonrası kimler hangi başvuruları yapabilir?YALÇINKAYA KARARI SONRASI KİMLER HANGİ BAŞVURULARI YAPMALI: HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULAR
- İşyeri ihtiyacı nedeniyle taşınmazın tahliyesi – Sözleşmede Özel Şartın Bulunması ; Yeni malik sözleşme bitiminden itibaren 1 ay içinde dava hakkını kullanmak istiyorsa, sözleşme özel şartlarında belirtilen ihtar şartını yerine getirmek zorundadır.İşyeri ihtiyacı nedeniyle taşınmazın tahliyesi – Sözleşmede Özel Şartın Bulunması ; Yeni malik sözleşme bitiminden itibaren 1 ay içinde dava hakkını kullanmak istiyorsa, sözleşme özel şartlarında belirtilen ihtar şartını yerine getirmek zorundadır.
- Boşanma Davasında Kişilik Haklarının İhlali Sayılmayan ve Manevi Tazminat Gerektirmeyen HallerBoşanma Davasında Kişilik Haklarının İhlali Sayılmayan ve Manevi Tazminat Gerektirmeyen Haller
- Sözleşmede artış şartı yoksa ve yeni dönemin başlangıcından önce ihtarname gönderilmemiş ya da dava açılmamış ise mahkeme bir sonraki kira yılı için tespit yapabilir.Sözleşmede artış şartı yoksa ve yeni dönemin başlangıcından önce ihtarname gönderilmemiş ya da dava açılmamış ise mahkeme bir sonraki kira yılı için tespit yapabilir.
- HGK; eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir.Boşanma Hukuku – Tedbir Nafakası Eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın … Devamını oku
- Ek MTV’nin Anayasa Mahkemesi’nde Görüşüleceği Tarih Belli Oldu.Ek MTV’nin Anayasa Mahkemesi’nde Görüşüleceği Tarih Belli Oldu. Anasasa Mahkemesi … Devamını oku
- AİHM, Yalçınkaya Kararının Tutuklulara Etkisi Olur mu?AİHM, Yalçınkaya kararının tutuklukara etkisi
- Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur.Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan şahsen sorumlu olur.
- Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiğinden boşanma davasından sonra edinilen mallar mal paylaşımına dahil edilmezler.Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiğinden boşanma davasından sonra edinilen mallar mal paylaşımına dahil edilmezler.
- AYM;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca olağanüstü itiraz yoluna başvurulması halinde AYM bireysel başvuru süresi Yargıtay CGK kararının öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.AYM;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca olağanüstü itiraz yoluna başvurulması halinde AYM bireysel başvuru süresi Yargıtay CGK kararının öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
- Erkeğin istinaf talebinde bulunup kadının istinaf talebinde bulunmadığı durumda; istinaf eden aleyhine olacak şekilde erkeğe yeni kusur eklenmesi doğru değildir.Erkek tarafından istinaf talebinde bulunulduğu ve kadının istinaf talebi olmadığı halde istinaf eden aleyhine olacak şekilde erkeğe yeni kusur eklenmesi doğru değildir.
- Hakaret Suçu; Yargıtay İçtihatlarında Aleni Sayılan YerlerHakaret Suçu; Yargıtay İçtihatlarında Aleni Sayılan Yerler
- İsnadı (suçlamayı) öğrenme hakkı nedir, ne değildir?Suç isnadı altında bulunan kişiye, savunmasını hazırlayıp mahkeme önünde dile … Devamını oku
- Biri Sizi Gözetliyor!Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurular için süre otuz gündür. Bu, … Devamını oku
- Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’dan manifesto gibi konuşmaAsya Anayasa Mahkemeleri ve Muadili Kurumlar Birliği (AAMB) bünyesinde Türkiye … Devamını oku
- AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİTürkiye Barolar Birliği Başkanlığından: GENEL HÜKÜMLER Amaç ve kapsam MADDE … Devamını oku
- 2023-2024 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.2023-2024 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.