İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri almalıdır.

İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri almalıdır.

  • ÖZET;
  • Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. Maddesinin birinci fıkrasında; ” Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”, üçüncü fıkrasında; “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”,
  • “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”, “Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence” başlıklı 129. maddesinin 5. fıkrasında; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” hükmü yer almaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi (b) bendinde ise; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanların idareye karşı tam yargı (tazminat) davası açabileceği” kurala bağlanmıştır.
  • Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın Türkiye tarafından çekince konmaksızın imzalanan “onurlu çalışma hakkı” başlıklı 26. maddesinde; “tüm çalışanların onurlu çalışma haklarının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla işverenlerin ve çalışanların örgütlerine danışarak;
  • 1- Çalışanların işyerinde ya da işle bağlantılı cinsel taciz konusunda bilinçlenmesi, bilgilenmesi ve bunun engellenmesini desteklemeyi ve çalışanları bu tür davranışlardan korumaya yönelik tüm uygun önlemleri almayı;
  • 2- Çalışanların birey olarak işyerinde ya da işle bağlantılı olarak maruz kaldıkları kınanılacak ya da açıkça olumsuz ya da suç oluşturan, yinelenen eylemler konusunda bilinçlenmesi, bilgilenmesi ve bunların engellenmesini desteklemeyi ve çalışanları bu tür davranışlardan korumaya yönelik tüm uygun önlemleri almayı taahhüt ederler.” düzenlemesine yer verilmiştir.
  • 19 Mart 2011 tarih ve 27879 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesinde; “Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik tacizin, çalışanların itibarını ve onurunu zedelemekte, verimliliğini azaltmakta ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilemekte olduğu, kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğu, bu doğrultuda, çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla;
  • 1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri alacağı,
  • 2. Bütün çalışanların psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak duracakları”, belirtilmiştir.
  • 2003-2010 yılları arasında davalı idarenin merkez biriminde çalışan ve olumsuz sicili bulunmayan davacının, davalı idarenin bir kısım amir ve yöneticileri hakkında yürütülen ceza davasında ifade vermesinin ardından, yargı kararı ile sabit olduğu üzere 04/08/2010 tarihinde usulsüz şekilde üstünün aranmasıyla başlayan süreçte pek çok disiplin soruşturması ve disiplin cezasına muhatap olduğu, sözkonusu disiplin cezalarının tamamının yargı kararları ile iptal edildiği, mahkeme kararlarının gerekleri şeklen yerine getirilerek aynı cezaların tekrar verildiği, davacının işten atılmasını gerektiren koşullar oluşmadığı halde meclis toplantısında bir idareci tarafından davacının işten atılması gerektiğinin ifade edildiği, davacının görev yerinin değiştirilerek ikametgahına çok uzak bir yere görevlendirildiği, sağlık sorunlarına ilişkin aldığı raporlara itibar edilmeyerek hakem hastaneye gönderildiği ve sağlık sorunlarına dayalı görev yeri değiştirme talepleri ile izin ve diğer özlük haklarına yönelik istemlerinin karşılanmadığı, eşinin doğum yapmasından bir gün önce talep ettiği yarım gün iznin verilmediği, memur olan kadrosunun yardımcı hizmetler sınıfı olarak değiştirildiği, davacının fiziksel ve ruhsal sağlığının bu süreçte bozulduğu ve davalı idarenin haksız ve sistematik baskısı sonucunda, uzun yıllar süren ağır bir psikolojik tacize (mobbinge) maruz kaldığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Sözkonusu eylem ve işlemlerin yıllar boyu sistematik şekilde süreklilik gösterdiği ve davacının yaşamını çekilmez bir hale getirdiği dikkate alındığında, belirlenecek tazminat miktarının, olayın bir bütün olarak incelenmesi suretiyle sebepsiz zenginleşmeye yol açılmadan makul ölçüler içerisinde karşılanması ve işyerinde psikolojik taciz ve baskı olarak gerçekleşen eylem ve uygulamaların önlenmesi için idarelerce üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı

2019/6046 E. , 2021/1626 K.

“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6046
Karar No : 2021/1626

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) …
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVACI) ..
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Ticaret Borsasında memurluk yapan davacının, idarenin haksız ve sistematik baskısı (mobbing) sonucu fiziki ve psikolojik olarak rahatsızlanması nedeniyle uğradığı öne sürülen 400.000-TL manevi zararının tazmini istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idare tarafından davacı hakkında tesis edilen işlemler ve yapılan uygulamalar, gerekse hakkında düzenlenen sağlık raporlarındaki tespitler dikkate alındığında; 27/03/2003 tarihinde davalı idarenin Tuzla’da bulunan Canlı Hayvan ve Et Borsasında göreve başlayan ve 2010 yılına kadar hiçbir olumsuz işleme muhatap olmayan davacının; davalı idarenin yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca … sayılı dosyada yürütülen soruşturma kapsamında 04/08/2010 tarihinde ifade vermesi üzerine aynı gün davacının çalışma masasının, özel eşyalarının ve üstünün hukuksuz bir şekilde davalı kurum elemanlarınca zorla aranmasıyla başlayan süreçte, sırf bu davranışı sebebiyle davacının disiplin cezası yaptırımına tabi tutulması, daha davacının işten atılmasını gerektiren koşulların oluşmadığı bir sırada meclis toplantısında bir idareci tarafından davacının işten atılması gerektiğinin ifade edilmesi ve bu yönde tutum sergilenmesi, çok basit suçlamalarla davacının savunmasının istenilmesi, mahkeme kararlarının gerekleri şeklen yerine getirilerek aynı cezaların tekrar verilmesi, görev yeri değiştirilerek işe gidiş-gelişlerde ve iş ortamında davacının çalışma koşullarının zorlaştırılmaya çalışılması, ekonomik olarak zor durumda bırakmak için ikramiye ve yol ücreti ödemelerinin yapılmaması, eşinin doğum yapacağı bir gün önce talep ettiği yasal ve insanı nedenlerle kabulü gereken yarım gün izin dahi verilmeyerek amirine hakaret etmeye zorlanan davacının disiplin cezasına muhatap kılınması, idarenin tüm takdir haklarını davacının aleyhine kullanması, esasen disiplin cezasına dahi konu yapılamayacak aynı nitelikteki suçlamalardan dolayı tekerrür hükümleri uygulanarak iki kez “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması, sağlık özrüne dayanarak görev yerinin değiştirilmesine ilişkin makul taleplerinin reddedilmesi, memur olduğu halde hizmet sınıfının genel idare hizmetleri sınıfından, yardımcı hizmetler sınıfına alınması nedenleriyle; aşağılanma, özgüven zedelenmesi, yalnızlaşma, kendisini değersiz hissetme, çökkün duygudurum, içe kapanma, keyifsizlik, baş ağrısı, enerji kaybı, ilgi istek kaybı, stres, uyku ve iştah azalması, konsantrasyon kaybı, depresif şikayetler, bu sebeplerle eşi ile sıkıntı yaşadığı ve intihara kalkıştığı anlaşılan davacının, davalı idarenin haksız ve sistematik baskısı sonucunda, ağır bir psikolojik tacize (mobbinge) maruz kaldığı sonucuna varıldığı, davacının Canlı Hayvan ve Et Şubesindeki Meydan Memurluğu kadrosuna atanmasına ve gişelerdeki durum çözüme kavuşturuluncaya kadar Şube Müdürlüğünce başka bir yerde görevlendirilmesine ilişkin 18/07/2012 tarihli Yönetim Kurulu Kararına karşı açılan dava, … İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmiş ise de, tek başına bu karar 7 yıllık zaman dilimi içinde davalı idareyi tüm uygulamalarında haklı kılacak bir sonuç yaratmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 250.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine, hükmedilen manevi tazminat tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca davacı lehine 20.950-TL vekalet ücretine, davalı lehine duruşmasız işler için takdir edilen maktu 1.090-TL vekalet ücretine, tarafların haklılık oranlarına göre yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; İdare Mahkemesince hükmedilen 250.000-TL manevi tazminatın davacı yönünden sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikte bulunduğu, bununla birlikte davacıya yönelik uygulamaların sürdüğü dönemin uzunluğu, tekrar edegelen işlem ve işyeri uygulamaları, bunların davacının kişiliğine, sosyal ve iş ilişkileri ile aile ilişkilerine etkileri, davacının yaşadığı ruhsal sorunlar ve davacıya yönelik işyerinde psikolojik tacizden kaynaklanan hizmet kusurunun ağırlığı ve benzer uyuşmazlıklardaki yerleşik yargısal uygulamalar gözönünde bulundurularak istinafa konu Mahkeme kararının 230.000 TL kısmına yönelik davalı idarenin başvurusunun kabulü ile davacının manevi tazminat isteminin takdiren kararın 20.000-TL’lik kısmı yönünden davacı haklı bulunarak davalı idare isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı İstanbul Ticaret Borsası tarafından; 23.01.2003 tarihinden itibaren davalı kurumda çalışmaya başlayan davacının 2010 yılından itibaren haksız ve mesnetsiz birçok iddiayla dava ve idari şikayet yoluna başvurarak kurumun devlet nezdinde itibarının sarsılmasına sebep olduğu, sözkonusu iddia ve ithamlar kapsamında yapılan bir ceza yargılamasının bulunmadığı, davacı tarafından oda meclis toplantısında hedef gösterildiği iddiasıyla yapılan suç duyurusu neticesinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, yönetim kurulları seçimle belirlenen davalı idarenin ilgili kurumlarında seçim sonucu oluşan değişiklikler ile idari kadroda meydana gelen değişiklikler sonucu farklı kişilerden oluşan idarenin, davacıya düzenli olarak mobbing uyguladığı iddiasına itibar edilemeyeceği, davacıya kravat takmadığı iddiasıyla verilen disiplin cezasına karşı … İdare Mahkemesi’nin E:… sayısına açılan davanın reddine karar verildiği, davacının göreve Tuzla Canlı Hayvan ve Et Şubesi’nde başlamış olduğundan işe aynı yollardan gidip geldiği, sözkonusu yolun bu dönemde sorun edilmediği, yol uzunluğunun sorun ve mağduriyet oluşturduğu düşünülüyorsa işe devam etmeme veya taşınma yolunun tercih edilebileceği, davacının dosyasında sayısız disiplin cezası bulunması karşısında davacının hiçbir kusurunun bulunmadığından bahsedilemeyeceği, davacının Canlı Hayvan ve Et Şubesi meydan memurluğuna atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin olarak … İdare Mahkemesi’nin E:… dosyası üzerinden verilen kararın kesinleştiği, davalı idare tarafından yapılan atama işleminin hukuka uygunluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğundan idarenin yaptığı atama işlemlerinin manevi tazminata dayanak olamayacağı, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacıya verilen “memuriyet görevine son verme” cezası iptal edilmişse de kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının hukuka uygun bulunduğu, davalı idare tarafından verilen disiplin cezasının hukuka uygunluğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğundan idarenin verdiği disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle manevi tazminata dayanak olamayacağı, davacının Borsa Yöneticileri hakkında mahkeme kararını yerine getirmeyerek görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla yapılan suç duyurusu neticesinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın … sayılı dosyası üzerinden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunun ortaya çıkması nedeniyle hakkında disiplin soruşturması açılarak savunmasının alındığı, davacının anılan eylemleri kapsamında hakkında tesis edilen memuriyetten çıkarılma disiplin cezasının hukuka uygun olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan tıbbi raporların tek taraflı olarak, mahkeme denetimi olmaksızın özel hastaneden alındığı, davacının ruh sağlığının bozulduğu ve hastanede yattığı iddialarının davalı kurum ile ilgisi bulunmadığı, davacının şahsi problemlerini kuruma yükleyerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığı ve davacıya mobbing uygulandığı iddiasının somut verilerle örtüşmediği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının gelir durumu, sosyal yaşantısı, ülke şartları, paranın alım gücü, vb. hususlar dikkate alınmaksızın belirlenen manevi tazminat miktarının zenginleşmeye sebep olacak nitelikte bulunduğundan hukuka aykırı olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın davanın kısmen kabulüne ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından; işbu dava açılana kadar 7 yıl, dava açıldıktan sonra ise 2 yıl olmak üzere tolam 9 yıl boyunca tarafına sistematik şekilde ağır psikolojik baskı (mobbing) yapıldığının tüm delilleri ile ortaya konulduğu, davacının merkezi konumdaki görev yerinden 8 araç değiştirerek gidip gelebildiği bir yere görevlendirildiği, anılan durumun yarattığı fiziksel ve ruhsal yorgunluk sonucu sinir sıkışmasına bağlı bel fıtığı olduğu, konu ile ilgili rapor ve taleplerinin kabul görmediği, bel fıtığı ameliyatı olduğu gün görevine son verildiği, iki üniversite bitirmesine rağmen genel hizmetler sınıfından yardımcı hizmetler sınıfına geçirilerek temizlik işlerinde çalıştırıldığı, sağlık sorunlarından kaynaklı rapora dayalı taleplerinin idare tarafından reddedildiği veya dikkate alınmadığı, 28.06.2016 tarihinde intihara teşebbüs ettiği, işyerinden kaynaklı psikolojik sorunları nedeniyle 02.08.2016-18.08.2016 tarihleri arasında İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastahanesi’nde yataklı tedavi gördüğü, bu sırada 26.08.2016 tarihinde başvurulan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen Bilimsel Değerlendirme Raporu ile davacı tarafından aktarılan öykü ve tespit edilen bulguların işyerinde psikolojik taciz ve yıldırma (mobbing) davranışı ile uyumlu olduğu sonucuna varıldığı, İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesince davacıya yönelik uygulamaların sürdüğü dönemin uzunluğu, tekrar edegelen işlem ve işyeri uygulamaları, bunların davacının kişiliğine, sosyal ve iş ilişkileri ile aile ilişkilerine etkileri, davacının yaşadığı ruhsal sorunlar ve davacıya yönelik işyerinde psikolojik tacizden kaynaklanan hizmet kusurunun ağırlığının kabul edildiği, İdare Mahkemesince 250.000-TL manevi tazminata hükmedilirken, Bölge İdare Mahkemesince sözkonusu miktarın 20.000-TL’ye indirilmesinin gereği gibi inceleme yapılmadığının göstergesi olduğu, manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekle birlikte takdir edilecek miktarın idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak nitelikte caydırıcılık unsuru da içermesi gerektiği, belirtilerek Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın, davanın kısmen reddine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen redde ilişkin kısmının onanması, kısmen kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur. Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul Ticaret Borsasında memurluk yapan davacının, idarenin haksız ve sistematik baskısı (mobbing) sonucu fiziki ve psikolojik olarak rahatsızlanması nedeniyle uğradığı öne sürülen 400.000-TL manevi zararının tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. Maddesinin birinci fıkrasında; ” Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”, üçüncü fıkrasında; “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”,
“Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”, “Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence” başlıklı 129. maddesinin 5. fıkrasında; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” hükmü yer almaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi (b) bendinde ise; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanların idareye karşı tam yargı (tazminat) davası açabileceği” kurala bağlanmıştır.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın Türkiye tarafından çekince konmaksızın imzalanan “onurlu çalışma hakkı” başlıklı 26. maddesinde; “tüm çalışanların onurlu çalışma haklarının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla işverenlerin ve çalışanların örgütlerine danışarak; 1- Çalışanların işyerinde ya da işle bağlantılı cinsel taciz konusunda bilinçlenmesi, bilgilenmesi ve bunun engellenmesini desteklemeyi ve çalışanları bu tür davranışlardan korumaya yönelik tüm uygun önlemleri almayı; 2- Çalışanların birey olarak işyerinde ya da işle bağlantılı olarak maruz kaldıkları kınanılacak ya da açıkça olumsuz ya da suç oluşturan, yinelenen eylemler konusunda bilinçlenmesi, bilgilenmesi ve bunların engellenmesini desteklemeyi ve çalışanları bu tür davranışlardan korumaya yönelik tüm uygun önlemleri almayı taahhüt ederler.” düzenlemesine yer verilmiştir.
19 Mart 2011 tarih ve 27879 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesinde; “Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik tacizin, çalışanların itibarını ve onurunu zedelemekte, verimliliğini azaltmakta ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilemekte olduğu, kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesi gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğu, bu doğrultuda, çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla; 1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup işverenler çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri alacağı, 2. Bütün çalışanların psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak duracakları”, belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı 23.01.2003 tarihinde sözleşmeli personel olarak göreve başladığı, 29.12.2005 tarihinde kadroya alındığı, 01.01.2007-01.01.2010 tarihleri arasında Canlı Hayvan ve Et Şubesi Baskül Memuru olarak, 01.01.2010-18.07.2012 tarihleri arasında Tescil ve Kontrol Şube Kontrol Memuru olarak, 18.07.2012- 14.04.2014 tarihleri arasında Canlı Hayvan ve Et Şube Meydan Memuru olarak çalıştığı 14.04.2014 tarihinde meydan memurluğundan yardımcı hizmetler sınıfına atamasının yapıldığı, işe başlama tarihinden itibaren 2010 yılına kadar hiçbir olumsuz işleme muhatap olmayan davacının; davalı idarenin yöneticileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca … sayılı dosyada yürütülen soruşturma kapsamında 04/08/2010 tarihinde ifade verdiği ve aynı gün çalışma masasının, özel eşyalarının ve üstünün hukuksuz bir şekilde davalı kurum elemanlarınca zorla arandığı, sözkonusu arama işlemi ile ilgili olarak yapılan ceza yargılamasında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K:… sayılı karar ile haksız arama yapan davalı idare elemanlarının suçlu bulunarak verilen hapis cezaları hakkında HAGB verildiği, 28.06.2012 tarihinde gerçekleşen İstanbul Ticaret Borsası 46. Meclis Toplantısı’nda söz alan …. isimli meclis üyesinin Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına kadar pek çok makama yaptıkları şikayetler ile Borsayı mahkemelere taşıyan davacı …, … ve …’ın halihazırda mevcut iş akitlerinin devam etmesinin ciddi hata olduğu ve iş akitlerinin derhal feshedilmesi gerektiği yönünde bir konuşma yaptığı, davacının Mahmutbey Gişesi Yol Kenarı Denetim İstasyonun’da görevlendirilmiştir.
Mesai arkadaşlarının özel kişi ve firmalardan hediye kabul ettikleri gerekçesiyle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca borsaya tahsis edilen gişenin iadesinin … tarih ve … sayılı yazı ile istendiği, olay kapsamında davacının kravat takmadığı gerekçesiyle savunması alınırken, hediye kabul eden personele uyarma cezası verildiği, bu hususun Gümrük Bakanlığınca yapılan teftiş raporuna yansıltıldığı, 01.08.2012 tarihli dilekçesi ile İstanbul Ticaret Borsası Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleri ile bazı amirleri hakkında asılsız suç isnadında bulunduğu gerekçesiyle … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile verilen “3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması” cezasının, isnatlara konu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısının muhakkik olarak görevlendirildiği, tarafsız muhakkik görevlendirilmeden verilen disiplin cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal kararının temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek Dairemizin 10.11.2020 tarih ve E:2019/4400, K:2020/5005 sayılı karar düzeltme ret kararı ile kesinleşmiştir.
13.11.2012 tarihinde öğleden sonra izinli sayılması istemiyle yaptığı başvurusunun reddedilmesi üzerine amirlerine hakaret ederek verilen görevleri yapmadığı gerekçesiyle … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacıya verilen “Brüt aylığından 1/8 oranında kesinti yapılması” cezasının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararının, Dairemizin 17.03.2021 tarih ve E:2020/2880, K:2021/1631 sayılı kararı ile disiplin cezasına konu eylemin sübut bulmadığı gerekçesiyle esastan bozulduğu, davacının muhtelif tarihli dilekçeler ile İstanbul Ticaret Borsası Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleri ile bazı amirleri hakkında asılsız suç isnadında bulunduğu gerekçesiyle … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacıya verilen “3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması ve ikramiye ve sosyal haklarının ödenmemesi” cezasının, tarafsız muhakkik görevlendirilmeden verilen disiplin cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
27.05.2014 tarihinde personel servis aracına binememesi nedeniyle yaşanan olaylar akabinde amirine ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak, hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek fiilini gerçekleştirdiği gerekçesiyle 3 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması, ancak daha önce … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararıyla 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak 14.08.2014 tarih ve 4 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacıya verilen “memuriyetten çıkarma” cezasının, davacının, üzerine atılı eylemden ötürü disiplin cezası ile cezalandırılması hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte daha önceki cezanın yargı kararıyla iptal edilmiş olması ve dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanarak verilen memurluktan çıkarma cezasının maddi ve hukuki dayanağının ortadan kalktığı gerekçesiyle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, anılan kararın Dairemizin 21.01.20121 tarih ve E:2016/2687, K:2021236 sayılı kararı ile onanmıştır.
… tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu karar ile; … İdare Mahkemesi’nin anılan kararı ile kademe ilerlemesinin 3 yıl durdurulması yönünden bir iptalin sözkonusu olmadığı, memuriyetten çıkarma cezasının iptal edildiği gerekçesi ile davacı hakkındaki … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararının uygulanması yönünde karar alındığı, davacının … İdare Mahkemesi’nin anılan kararı gereği yemek ücreti, gıda yardımı, ikramiye ve banka promosyonu gibi özlük haklarının ödenmesine ilişkin 15.03.2016 tarihinde yaptığı başvurunun, kademe ilerlemesi cezasının … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile onanmış olması nedeniyle davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile reddedildiği, davacının bu işlem nedeniyle Borsa görevlilerinin görevi kötüye kullandığı iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’na yaptığı suç duyurusu neticesinde … Soruşturma No, … Kara No ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, savcılık kararında davacıya verilen 3 yıl kademe ilerlemesi cezasının … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyası üzerinden onandığı belirtilmekle beraber, sözkonusu davanın davacının memuriyetten çıkarılma cezasıyla cezalandırılması işlemine karşı açıldığı, esasen anılan karar ile bu cezanın iptaline karar verildiği, iptal kararlarının geriye yürüdüğü ve tesis edilen işlemi tüm sonuçları ile birlikte kaldırdığı, iptal kararı üzerine bir alt cezanın kendiliğinden hüküm ifade etmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, davacının özlük haklarının ödenmesi amacıyla avukatı aracılığıyla davalı idareye verdiği dilekçe ile savcılığa suç duyurusunda bulunması nedeniyle hakkında … tarih ve … sayı ve … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararları ile disiplin soruştuması açılmasına karar verilmiş ve iki soruşturma birleştirilmiştir.
Davacı vekilinin iddiasına göre davacının 28/06/2016 tarihinde intihara teşebbüs ettiği, 13/07/2016 tarihinde tebliğ edilen savunma istem yazısı ile savunmasının istendiği, davacının 20/07/2016 tarihinde savunmasını verdiği, 22/07/2016 tarihli muhakkik raporuna karşı savunmasının 29/07/2016 tarihinde istendiği, davacının 01/08/2016 tarihinde İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastahanesi’ne “depresif nöbet” şikayetiyle başvurduğu ve 02/08/2016-18/08/2016 tarihleri arasında yatarak tedavi gördüğü, rahatsızlığının devam etmesi nedeniyle kendisine (30) gün rapor ve vardiyalı işlerde çalışamaz raporu verildiği, … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması, ancak daha önce … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararıyla 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulanarak verilen memuriyetten çıkarma cezasının, davacının dilekçe hakkını kullanarak çalıştığı kuruma ve cumhuriyet savcılığına avukatı aracılığıyla başvurduğu, davacının avukatın vekaleten yaptığı başvuru dilekçelerindeki ifadeler nedeniyle doğrudan sorumlu tutulmasının ve disiplin cezası ile cezalandırılmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile verilen cezanın iptal edildiği, davalı idarenin istinaf talebinin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedilmiş ve sözkonusu kararın Dairemizin 17/03/20121 tarih ve E:2019/4244, K:2021/1627 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Kadrosu memur olan davacının kadrosunun 14.04.2014 tarihli idare işlemi ile yardımcı hizmetler sınıfı olarak değiştirildiği ve Tuzla’ya gece bekçisi olarak görevlendirildiği, bu işlemlerin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, davacı tarafından 13/02/2014 tarihli sağlık raporunu idareye ibraz ederek sağlık sorunları nedeniyle görev yerinin değiştirilmesini talep ettiği, … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile raporun tıbbi ve fenni şartlara uygunluğunun belirlenmesi amacıyla hakem hastaneye gönderilmesine karar verildiği, hakem hastane tarafından raporun ilme ve usule uygun olduğunun belirtilmesi üzerine … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacının Canlı Hayvan ve Et Şubesinden alınmasının personel eksikliği nedeniyle sorunlara sebep olacağı gerekçesi ile görevlendirme talebinin reddine, ancak trafik saatlerinin yoğun olduğu saatlerde toplu taşım araçlarında ayakta kalarak zorluk yaşadığı anlaşıldığından görev saatlerinin akşam vardiyasına alınmasına karar verildiği, 14.08.2014 tarihinde aldığı memuriyetten çıkarma cezasına istinaden görevine son verildiği, mahkeme kararı gereği 03.02.2016 tarihinde tekrar göreve başladığı, 22.09.2016 tarihinde tekrar memurluktan çıkarıldığı, mahkeme kararına istinaden göreve tekrar başlayan davacı hakkında düşük performans notu düzenlendiği, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile anılan performans notunun liyakat değerlendirmesinde dikkate alınması gereken ölçütlere göre değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı Bilimsel Değerlendirme Raporu ile davacı tarafında aktarılan öykü ve tespit edilen bulguların işyerinde psikolojik taciz ve yıldırma (mobbing) davranışı ile uyumlu olduğu yönünde ön rapor hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede; 2003-2010 yılları arasında davalı idarenin merkez biriminde çalışan ve olumsuz sicili bulunmayan davacının, davalı idarenin bir kısım amir ve yöneticileri hakkında yürütülen ceza davasında ifade vermesinin ardından, yargı kararı ile sabit olduğu üzere 04/08/2010 tarihinde usulsüz şekilde üstünün aranmasıyla başlayan süreçte pek çok disiplin soruşturması ve disiplin cezasına muhatap olduğu, sözkonusu disiplin cezalarının tamamının yargı kararları ile iptal edildiği, mahkeme kararlarının gerekleri şeklen yerine getirilerek aynı cezaların tekrar verildiği, davacının işten atılmasını gerektiren koşullar oluşmadığı halde meclis toplantısında bir idareci tarafından davacının işten atılması gerektiğinin ifade edildiği, davacının görev yerinin değiştirilerek ikametgahına çok uzak bir yere görevlendirildiği, sağlık sorunlarına ilişkin aldığı raporlara itibar edilmeyerek hakem hastaneye gönderildiği ve sağlık sorunlarına dayalı görev yeri değiştirme talepleri ile izin ve diğer özlük haklarına yönelik istemlerinin karşılanmadığı, eşinin doğum yapmasından bir gün önce talep ettiği yarım gün iznin verilmediği, memur olan kadrosunun yardımcı hizmetler sınıfı olarak değiştirildiği, davacının fiziksel ve ruhsal sağlığının bu süreçte bozulduğu ve davalı idarenin haksız ve sistematik baskısı sonucunda, uzun yıllar süren ağır bir psikolojik tacize (mobbinge) maruz kaldığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Sözkonusu eylem ve işlemlerin yıllar boyu sistematik şekilde süreklilik gösterdiği ve davacının yaşamını çekilmez bir hale getirdiği dikkate alındığında, belirlenecek tazminat miktarının, olayın bir bütün olarak incelenmesi suretiyle sebepsiz zenginleşmeye yol açılmadan makul ölçüler içerisinde karşılanması ve işyerinde psikolojik taciz ve baskı olarak gerçekleşen eylem ve uygulamaların önlenmesi için idarelerce üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davacı tarafından talep edilen 400.000-TL’nin sebepsiz zenginleşmeye yol açacak ise de istinaf mahkemesince takdir edilen miktarın da manevi zararı karşılamaktan uzak olduğu sonucuna varılmakla, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davacıya 20.000-TL manevi tazminat ödenmesine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
  2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
  3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 17/03/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, tarafların dilekçelerinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle, temyize konu kararın bozulmasına ilişkin aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum

Editör http://sanalhukuk.org

Güncel ve Güvenilir Hukuki Bilgi

Daha Fazla

+ There are no comments

Add yours